10. Hukuk Dairesi 2016/670 E. , 2016/7214 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ... avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada mahkemece verilen ilk karar, dairemizin 24.09.2013 günlü ve 2013/15654E. 2013/17329K. sayılı ilamıyla davacı kurum ile davalılardan ... avukatlarının tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, davalı ... şirketinin sorumluluğu belirlenirken meyadana gelen kaza nedeniyle hak sahiplerinin açtığı dava sonrasında davadan önceki 25.03.2008 tarihinde sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerinin dikkate alınması ile sigorta şirketlerinin trafik kazasında zarar gören kişinin hak sahiplerine yaptığı ödeme ölçüsünde akdi sorumluluktan kurtulacağı ve hak sahiplerine yaptığı ödemelerin poliçe limitinden mahsup edildikten sonra kalanla sorumlu olacağı hususunun dikkate alınması hususunda inceleme ve irdeleme yapılmak üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Teselsüle dayalı olarak açılan bu davada, bozma sonrasında davalı ... bakımından hak sahiplerine ödenen tutarın poliçe limitinden düşülmesi ile kalan tutardan sigorta şirketinin sorumlu olduğunun dikkate alınması gerekirken yazılı şekilde davalı ... Kümbet’in temyiz itirazları ilk bozmamızda reddedilmiş olmasına rağmen usuli kazanılmış hakkı da aşacak şekilde, yapılan ödemeler kadar sorumluluktan kurtulacağının kabul edilmesi suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde mahkemece yapılacak iş, sigorta şirketince yapılan ödemeler poliçe limitinden düşüldükten sonra kalan peşin değerli tutardan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, olay nedeniyle tüm kusurun davalı ...’a ait olması olması karşısında kalan peşin değerli tutarlar yönünden sadece bu davalının sorumlu olduğu hususunu dikkate alarak bir karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de; davalı ... , zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumluluğu; poliçede yazılı sorumluluk limiti ile sınırlı olmasına, bu bağlamda ilam harcı, avukatlık parası ve yargılama giderlerinden yükümlüğünün de poliçe limitiyle orantılı bulunmasına karşın, aksinin kabulü ile yargılama giderlerinden müştereken sorumluluğuna hükmedilmiş olması isabetsizdir.
O hâlde; davacı Kurum ve davalı ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."ye iadesine, 02.05.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.