Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/943
Karar No: 2016/7212
Karar Tarihi: 02.05.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/943 Esas 2016/7212 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/943 E.  ,  2016/7212 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, yersiz ödeme nedeniyle davalılara bağlanan ölüm gelirlerinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra ilamında belirtilen şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    Eldeki davada mahkemece verilen ilk karar, dairemizin 17.11.2014 günlü ve 2014/20383E., 2014/24017 K. Sayılı ilamıyla davalılar murisinin kaza gününde hangi sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti hususunda inceleme ve araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
    Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenlik hakkının kamusal etkisi dikkate alındığında, sigortalılığın tespitine yönelik bu tür uyuşmazlıkların özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunluluğu mevcuttur. Aynı nedenlerle, bu davalarda resen delil araştırılması da mümkün olup, mahkemece bozma kararımızdan sonra sadece kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki çalışan ibaresinden yola çıkılarak davalılar murisinin 5510 sayılı Yasanın 4/1-a bendi kapsamında hizmet akdiyle çalışanlar için sigortalılığının bulunduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır.
    Ne var ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkûmiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda mahkemece maddi olgunun da kesinleştiği dikkate alınarak, sedece ceza mahkemesi kararında geçen çalışan ifadesi yerine, davalılar murisinin kendi adına mı yoksa hizmet akdiyle mi çalıştığı hususunda kayıtlı olduğu odaya aidat ödeyip ödemediği, sicilde kayıtlı bulunup bulunmadığı, son primini hangi tarihte ödediği, ortağı olduğu şirketin faaliyetinin devam edip etmediği, buradan kar payı alıp almadığı, ortağı şirket ile olayın meydana geldiği inşaat sahibi ... arasında herhangi bir sözleşme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise içeriği ve anahtar teslimi şeklinde iş yaptırılıp yaptırılmadığı hususu, gerektiğinde adı geçen bu şirket yetkililerinin de dinlenilmesi ve resen bu şirkette murisin çalışmalarını bilebilecek sigortalı çalışmış diğer sigortalıların da dinlenilmesi suretiyle diğer delillerle desteklenmek suretiyle meydana gelen uyuşmazlık tam olarak çözülmelidir. Şayet davalılar murisinin kendi adına faaliyette bulunduğu anlaşılır ise ilk bozma kararımızda belirtilen diğer husus lar çerçevesinde irdeleme yapılmak suretiyle davacı kurum alacağının kapsamı belirlenmeli ve tüm araştırmalar yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi