Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7002
Karar No: 2015/12374

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/7002 Esas 2015/12374 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/7002 E.  ,  2015/12374 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Hazine vekili, asliye hukuk mahkemesine sunduğu ve davalı ... Atsız"ı hasım olarak gösterdiği 26/10/2011 tarihli dava dilekçesinde özetle;... ... mahallesi ve ... köyleri hudutlarında kalan 7 parça taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı, bu taşınmazlar için davalının asliye hukuk mahkemesinde 1988/73 E. sayılı dosyasında açtığı tescil davasında, davanın taşınmazların evveliyatının ... olduğu gerekçesiyle reddine karar verilerek kesinleştiğini ileri sürerek, taşınmazların keşifte belirlenecek nitelikleri ile Hazine adına tescilini istemiştir.
    Müdahil ... ise 29/5/2002 tarihli müdahale dilekçesiyle dava konusu taşınmazların 2001 yılında zilyetlik devir sözleşmesiyle satın aldığını ve satın aldığı tarihten itibaren taşınmazları aralıksız kullandığını ileri sürerek taşınmazların adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece, ... Atsız hakkında açılan davanın husumetten reddine (men"i müdahale talebi olmadığı ve tescil istemiyle açıldığı gerekçesiyle), dava dilekçesinin 4, 5, 6 ve 7 sırasındaki taşınmazlar hakkındaki davanın reddine, 1 (2219 m2) - 2 (15110.75 m2) - 3 (8163 m2) nolu taşınmazların ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı Hazine ve müdahil ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/03/2007 tarih 2007/865 - 2852 sayılı kararı ile; [İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı Hazine ile müdahil ..."ın hükme yöneltilen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, dava dilekçesinin 4, 5, 6 ve 7. sırasında yer alan ve ... Köyünde yapılan arazi kadastrosu sırasında 140 ada 63, 134 ada 11, 140 ada 71 ve 73, 139 ada 148 parsel numarası verilerek 06.06.2005 tarihinde tutanak düzenlenen çekişmeli taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, hüküm yerinde "tescil talebinin reddine" denilmiş olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; 25.07.2006 tarihli hüküm fıkrasının 3. bendinin hükümden çıkarılarak bunun yerine "dava dilekçesinin 4, 5, 6 ve 7 sırasındaki taşınmazlar hakkındaki davanın görev yönünden reddine ve dosyanın tutanaklarla birleştirilmek üzere 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi gereğince kadastro mahkemesine gönderilmesine] denilerek hüküm düzeltilmiş şekliyle onanarak kesinleşmiş; dosya görevsizlikle kendisine gelen kadastro mahkemesince, 134 ada 11 ve 139 ada 148 parsel sayılı taşınmazın yönünden tefrik edilmiş ve ayrı bir esasa kaydedilerek 134 ada 11 ve 139 ada 148 parseller yönünden yapılan yargılama sonunda açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, dava konusu 139 ada 148 ve 134 ada 11 nolu parsellerin mahkemenin 2005/1047 E. - 2006/265 K. sayılı dosyasındaki gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/12/2013 tarih ve 2013/9745 - 11444 sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; "Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı Hazine, dava konusu 139 ada 148 ve 134 ada 11 nolu taşınmazların zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığı iddiasıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir. Dosya arasında bulunan ... Kadastro Mahkemesinin 2005/1047 E. - 2006/265 K. sayılı dava dosyasının incelenmesinden; davacı ... Yönetimi tarafından, ... Köyünde bulunan, 134 ada 1, 139 ada 148, 140 ada 76 ve 81 parsel nolu taşınmazlar hakkında, kısmen ... olduğu iddiasıyla dava açıldığı; mahkemece 140 ada 81 parselin ... niteliği ile Hazine adına, 134 ada 11, 139 ada 148, 140 ada 76 parsellerin (A) bölümünün ... niteliği ile Hazine adına, (B) bölümünün davalı adına tapuya tesciline karar verildiği ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Temyize konu iş bu davanın dava konusu taşınmazlar ile kesinleşen dosya içinde bulunan 2005/1047 E. - 2006/265 K. sayılı dava dosyasının dava konuları ile aynıdır. Ancak, eldeki ilk tescil davası Hazine tarafından açılmış ve davalılar yararına zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının oluşmadığı iddia edilerek, taşınmazların Hazine adına tescili istenmiştir. Diğer kesinleşen dosyanın davacısı ... Yönetimi olup; çekişmeli taşınmazlara iddiaları da farklılık arz etmektedir. Bu nedenle, iki dava arasında taraf birliğinin olduğundan söz edilemez. Dava şartları arasında sayılan "kesin hüküm" (HMK 114/1-i) davanın taraf, sebep ve konusunun aynı olması halinde mümkündür. Hazine önceki davalarda taraf olmadığından somut olayda kesin hükmün varlığından söz edilemez. Bu olgular karşısında mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. O halde doğru sonuca ulaşabilmek için, taraflardan iddia ve savunmaları ile bunları kanıtlamaya yarar delilleri sorulmalı, taraflarca dayanılan deliller toplanmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip, önceki davaların da delil olarak değer taşıdıkları gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir."hususlarına değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu, bu defa mahkemenin 2005/1047 E. - 2006/265 K. sayılı dosyasındaki delillerin kesin delil oluşturduğu gerekçesiyle davacı Hazine ve müdahil davacı tarafından açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 139 ada 148 nolu parselin, 2005/1047 Esas - 2006/265 Karar sayılı dosyada yer alan 26.01.2006 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 365,89 m2 kısmın ... vasfıyla Hazine adına, (B) harfi ile gösterilen kalan 2439,91 m2 kısmın ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 11 nolu parselin, 2005/1047 Esas - 2006/265 Karar sayılı dosyada yer alan 26.01.2006 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4025,17 m2 kısmın ... vasfıyla Hazine adına, (B1) ile gösterilen kalan 2454,09 m2 ve (B2) ile gösterilen 1181,48 m2 kısmın ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Taşınmazların bulunduğu ... Köyünde ... kadastrosu yapılmamış, 2005 yılında arazi kadastrosu yapılmıştır.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki, dairemizin bozma ilâmında doğru sonuca ulaşabilmek için tarafarca dayanılan tüm delillerin toplanarak birlikte değerlendirilip, önceki davaların da delil olarak değer taşıdıkları gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekliliğine değinildiği halde mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacı Hazine vekilinin dava dilekçesinde dayandığı asliye hukuk mahkemesinin kesinleşen 1988/73 E. - 1996/30 K. sayılı dava dosyasında ve ... Yönetimi tarafından açılan mahkemenin 2005/1047 - 2006/265 sayılı dava dosyasında dava konusu yapılan yerler ile aynı yer olup olmadığı keşif yapılarak tespit edilmeden, sadece ... Yönetimi tarafından açılan mahkemenin 2005/1047 - 2006/265 sayılı dava dosyası uyarınca hüküm kurulması doğru değildir.
    Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, halen ... ve ... Bakanlığı (... ve ... ... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir ... mühendisi ile bir fen ve bir ziraat elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte ... araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ...dan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, ... Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ...dan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve ...si incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların ... Atsız tarafından Asliye Hukuk Mahkemesine açılan 1988/73E sayılı tescil davasında ve ... Yönetimi tarafından açılan mahkemenin 2005/1047-2006/265 sayılı dava dosyasında dava konusu yapılan yerlerle aynı yer olup olmadığının da tespit edilerek konumlarının ... parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınarak, mahkemenin kesinleşen 2005/1047-2006/265 sayılı dava dosyasının ve Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 1988/73E 1996/30 K sayılı dava dosyasının, bu davada tespit maliki ... Atsızın davalı olarak yer aldığı ve hükmü temyiz ettiği de dikkate alınarak, eldeki dava yönünden kesin hüküm yahut güçlü delil niteliğinde olup olmadığı ayrı ayrı değerlendirilmeli, yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı ve önceki davaların da ayrı ayrı kesin hüküm oluşturmadığı belirlendiği takdirde, güçlü delil durumu ile birlikte zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu sebeple, yeniden yapılacak keşifte, davacının varsa zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenip, zilyetliğin nasıl ve ne zaman başladığı; kaç yıl süre ile ne şekilde devam ettiği sorulup, yeterli ve kesin yanıtlar alınmalı, dava konusu taşınmazın tesbit tarihinden 20 yıl önceki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları ile fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftaları özel stereoskop aletiyle incelenerek taşınmazın o yıllarda kullanılıp kullanılmadığı saptanmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalılar yanında, (murisler) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Böylesine bir araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/12/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi