8. Hukuk Dairesi 2018/7516 E. , 2019/2493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; ... İli ...... İlçesi ...... ...... Bölgesi mevkinde bulunan 58.000,00 m2 miktarlı taşınmazlarının (C) ile gösterilen 2004,42 m2 kısmının arsa olarak ifrazen vekil edeni kurum adına kayıtlı olduğunu, davalı şirketçe vekil edeni adına kayıtlı ve tapuda (C) parseli olarak gözüken taşınmaza teleski tesisleri müştemilatı ve ...... yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu davacı kurumca davalının vaki müdahalesini gidermesi için gerekli ihtaratın yapıldığını ancak davalı şirketçe yapıların ruhsatlı olduğundan bahisle yapılan ihtaratı kabul etmediklerini iddia ederek davalı şirketin tapuda (C) ile gösterilen 2004,42 m2 kısma yapmış olduğu ...... ve müdahalenin men"ine taşınmaz üzerindeki binaların kaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın iddialarının yersiz ve müsnetsiz olduğunu, vekil edeni şirketin dava konusu edilen taşınmazdaki binaları ... İl ...... Müdürlüğü tarafından yapılan tahsis sonucu kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne yönelik karar verilmiş olup, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2009/5661 Esas ve 2009/9545 Karar sayılı ilamında; Davalının savunmasında ...... Bakanlığınca taşınmazın 44 yıllığına kendisine tahsis edildiğini belirttiği, taşınmazı kullanmasının haksız olmadığını savunduğunu, mahkemece de yargılama sonunda davanın kabul edildiğini, oysa çekişmenin çözüme kavuşturulabilmesi için anılan idarenin davada yer almasının zorunlu olduğunu, tahsis kararı veren idarenin usulü dairesinde davada yer almasının sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken hüküm kurulmasının doğru olmadığını açıklayarak, mahkemece verilen kararı bozmuştur.
Mahkeme tarafından bozma ilamına uyulmuş; ...... Bakanlığı dahili davalı, ayrıca ... İl ...... Müdürlüğünün de ihbar edilen olarak davada yer alması sağlanmıştır.
Mahkemece; bozma ilamı sonrası, davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Mahkemece her ne kadar yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır.
Şöyle ki;
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.
Somut olaya gelince; dosyaya yansıyan belge ve beyanlardan, çekişme konusu taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, dava konusu taşınmazda davalının, ...... Bakanlığı tarafından yapılan tahsis işlemine istinaden bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, davacı kayıt maliki olup, Türk Medeni Kanunu"nun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Taraflar arasında bir "kira ilişkisi” de bulunmamaktadır.
Açıklanan bu ilkeler ışığında; dava konusu taşınmazın, gerçekleştirilen keşif, bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki krokilerden, davacının mülkiyetinde bulunduğu; dahili davalı ... ve ... Bakanlığının kendi mülkiyetinde bulunmayan yeri davalı şirkete tahsis ettiği ve bu tahsise göre davalı şirketin söz konusu tesisleri yaptığı belirlendiğine göre; davalı ... dahili davalının haksız işgalinin sabit olduğu sonucu ile davacının mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak, davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmekle, 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.