12. Ceza Dairesi 2014/5469 E. , 2015/2676 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 5.371,45 TL maddi, 9.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30/10/2010 tarih, 2008/643 esas, 2010/1369 karar sayılı ceza dava dosyası kapsamına göre, davacı (sanık) hakkında kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlığa teşebbüs, geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kamu davası açılarak yargılama yapılmış ise de, davacının (sanığın) hazırlık aşamasında sadece atılı hırsızlığa teşebbüs suçundan tutuklamaya sevk edildiği ve ... Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi"nin 23.03.2006 tarih, 2006/375 sorgu sayılı kararı ile sadece bu suçtan (hırsızlığa teşebbüs suçundan) tutuklanmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, yapılan yargılama sonucu davacının (sanığın) üzerine atılı geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçları yönünden, müştekinin şikayetten vazgeçmesi nedeniyle düşme kararı verilmiş olmasının 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu"nun 144/1-c maddesi gereğince davacı lehine tazminata hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceğinin anlaşılması nedeniyle, mahkemenin aynı yöndeki uygulamasında isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Davacının koruma tedbirine konu mahkum olduğu ceza dava dosyasında 23.03.2006 tarihi ile 09.06.2008 tarihleri arasında tutuklu kaldığı ve yapılan yargılama sonunda 1 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmiş olması karşısında; davacının her türlü zarar kavramı içinde düşünülmesi gereken şartla tahliye tarihinden itibaren tazminata hak kazanacağı gözetilerek, davacı hakkında hükmedilen ceza ve tutuklu kaldığı süre dikkate alındığında, davacı hakkında sürdürülen ceza yargılaması kısa sürede sonuçlandırılmış olsaydı, davacının (sanığın) suç tarihi itibariyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesine göre hükümlü sayılması nedeniyle ve iyi halli olmak koşuluyla cezaevinde kalması gereken süre daha sınırlı olacak iken, davacının tutuklu yargılanması ve hükümlü statüsüne geçememesi nedeniyle muhtemel şartla tahliye tarihine kadar olan hükümlülük süresinden fazla süre ile ceza infaz kurumunda kaldığı ve kanunun infazda öngördüğü indirimden yararlanamadığının anlaşılması ve dairemizin aynı yöndeki 2012/24083 esas, 2013/1 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 2709 sayılı TC. Anayasası"nın 19/son, 40 ve 90. maddeleri gereğince iç hukuk kapsamında kanun hükmünde bağlayıcılığı olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesindeki özgürlük ve güvenlik hakkı düzenlemeleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına göre, davacının koruma tedbirine konu mahkum olduğu ceza davasında tutuklu kaldığı sürenin sonuç olarak tayin edilen ceza miktarı nazara alındığında uzun olduğu ve adı geçen Sözleşmenin 5/3. maddesine aykırılık oluşturulduğunun anlaşılması karşısında, muhtemel şartla tahliye tarihinden itibaren hesaplanacak süre üzerinden maddi ve manevi tazminatın tayin ve tespiti yerine, tutuklu kalınan süreden mahkum olunan sürenin tamamı düşürüldükten sonra kalan süre üzerinden yapılan değerlendirme sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi,
2-Yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, davacı lehine aynı konu ve tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava bulunup bulunmadığının, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sorgulanıp, ilgili ...nden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
İsabetsiz olup, davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.