Esas No: 2020/6964
Karar No: 2021/290
Karar Tarihi: 29.01.2021
Görevi yaptırmamak için direnme - Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Mala zarar verme - Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - 2911 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/6964 Esas 2021/290 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2020/6964 E. , 2021/290 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi yaptırmamak için direnme, Silahlı terör
örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç
işleme, Mala zarar verme, Silahlı terör örgütünün
propagandasını yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 1)2911 sayılı Kanunun 32/2. maddesi yollamasıyla
TCK"nın 265/1-3-4, 31/3, 62, 50/1-a, 52/2-4.
maddeleri uyarınca mahkumiyet
2)3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 31/3, 62,
50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
3)TCK"nın 152/1-a, 35, 31/3, 62, 50/1-a, 52/2-4.
maddeleri uyarınca mahkumiyet
4)TCK"nın 220/6. maddesi yollamasıyla TCK"nın
314/2, 220/6, 31/3, 62, 51/1-3, 63. maddeleri
uyarınca mahkumiyet
5)2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesine muhalefet
suçundan; 6352 sayılı Kanunun geçici 1-b maddesi
uyarınca kovuşturmanın ertelenmesi
6)2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine muhalefet
suçundan; 6352 sayılı Kanunun geçici 1-b maddesi
uyarınca kovuşturmanın ertelenmesi
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1)2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddelerine muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 1. fıkrasına göre verilen kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin karar, anılan maddenin 4. fıkrası ile CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası 2. cümlesi hükmü karşısında durma kararı niteliğinde itiraza tabi olup CMK"nın 223/1. maddesinde sayılan hüküm niteliğindeki kararlardan olmadığından temyiz incelemesine yer olmadığına, gereğinin itiraz merciince yapılmak üzere dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2)Mala zarar verme ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğa atılı suçlar için öngörülen cezaların türü ve üst sınırına göre, zaman aşımını düzenleyen Türk Ceza Kanununun 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde belirtilen 8 yıllık kesintili zaman aşımı süresinin suç tarihi olan 15.05.2011 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş olduğu anlaşılmakla, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak TCK"nın 66/1-e, 66/2, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davalarının DÜŞMESİNE,
3)Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden temyiz davasının esastan reddine, ancak;
a)Hükmolunan cezanın TCK"nın 265/4. maddesi ile arttırılması esnasında yasal dayanak olarak TCK"nın 6/1-f maddesi kapsamında silahtan sayılan taşla işlenmesinin gösterilmesi gerekirken uygulanma imkanı olmayan suç örgütlerinin oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak işlendiğinin belirtilmesi,
b)Adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik karşısında, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine dair ihtarat yapılması,
Kanuna aykırı olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün üçüncü fıkrasındaki "varsayılan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak" ibaresi çıkarılıp yerine "TCK"nın 6/1-f maddesi kapsamında silahtan
sayılan taşla" ibaresinin yazılması ve ayrıca hükmün dokuzuncu fıkrasındaki "ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin" ibaresinin hükümden çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4)Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçuna ilişkin kurulan hükme yönelik temyize gelince;
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 314. maddesinin 3. fıkrasında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından aynen uygulanır hükmüne yer verilip, örgüt kurma suçuna ilişkin 220. maddenin 6. fıkrasında ise örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı gerekçesinde; örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK"nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede, örgütün faaliyetleri doğrultusunda işlenen suçlardan da ayrıca sorumluluk esası kabul edilmiş, yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiş, gösterdiği vahamet dikkate alınarak örgüte silah sağlama şeklindeki yardım fiilleri 315. maddede bağımsız olarak, diğer yardım fiilleri ise örgütün niteliğine göre anılan yasanın 220 ile 314. maddeleri kapsamında yaptırıma bağlanmıştır.
Her ne kadar doktrinde bir kısım akademisyenler, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 4. maddesinde sayılan ve terör örgütü faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda terör suçu olarak kabul edilen suçların ancak örgüt adına işlenebileceğini ifade ediyorlarsa da, Yargıtay"ın süreklilik gösteren kararlarından da anlaşılacağı üzere 11.4.2013 tarihli 6459 sayılı Kanunun 8. maddesiyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkra kapsamında kalan suçlar hariç, her suç örgüt adına işlenebilmektedir.
Bu hükmü düzenleyen kanun koyucunun amacının, örgütün organik yapısına katılmayan dışarıdan kişilerin, her ne şekilde olursa olsun, örgütün hayatta kalmasına veya güçlenmesine katkı sağlayacak biçimde örgüt adına suç işlemesini önlemek olduğu söylenebilir.
5237 sayılı TCK"nın 66 ve 67. maddelerinde düzenlenen dava zamanaşımı ise suçun işlenmesinden sonra belli sürenin geçmesi nedeniyle kamu davasının açılmaması veya açılmışsa kamu davasına devam olunmayarak düşürülmesi sonucunu doğuran bir durumdur.
Kanunun açıkça ayrık tutmadığı hallerde kural olarak bütün suçlar dava zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımı süreleri TCK"nın 66/1. madde ve fıkrasında gösterilmiştir. Buna göre;
Kanunda ayrık tutulmuş haller dışında, kamu davasının;
a)Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b)Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c)Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d)Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e)Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
geçmesiyle düşeceği belirtilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 23.01.2017 gün ve 254-5 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme veya Yargıtay re"sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar vermek zorundadır. O nedenle zamanaşımının dolduğu bir durumda Yargıtayın ilgili Ceza Dairesi hükmün esasını inceleyememektedir.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve açıklamalar karşısında somut olay irdelendiğinde;
Oluş, dosya kapsamı ve mahkeme gerekçesine göre; silahlı terör örgütü PKK"nın hiyerarşik yapısına dahil olmadığı kabul edilen suça sürüklenen çocuğun, hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 3. maddesiyle ekli 2911 sayılı Kanunun 34/A maddesinde yer alan “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılarak direnme suçunu veya katıldıkları toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında propaganda suçlarını işleyenler hakkında bu suçlara bağlı olarak ayrıca 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 2. maddesinin 2. fıkrası hükmü uygulanmaz” ve yine hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkra hükmü uyarınca “Bu maddenin 2. fıkrasında tanımlanan suçu örgüt adına işleyenler hakkında TCK"nın 220. maddesinin altıncı fıkrasında tanımlanan suçtan dolayı ceza verilemeyeceği” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında; silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçuna dayanak alınabilecek nitelikteki mala zarar verme suçu yönünden inceleme tarihi itibarıyla zaman aşımının dolması nedeniyle hükmün esasının incelenememesi ve re"sen zamanaşımı kuralı uygulanarak kamu davasının düşmesine karar verilmiş ise de suça sürüklenen çocuğun sabit olduğu kabul edilen görevi yaptırmamak için direnme ve dosya kapsamına göre sübut bulduğu anlaşılan 2911 sayılı Kanuna muhalefet eylemlerinin suç olma özelliğini devam ettirdiği de gözetilerek, hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan CMK"nın 223/4 maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.01.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.