Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4392
Karar No: 2015/12357

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/4392 Esas 2015/12357 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/4392 E.  ,  2015/12357 K.
"İçtihat Metni"


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2013/1028-2013/1342
DAVACI : M.. T..
DAVALI : Hazine

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Boğaziçi köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 16 parsel sayılı 2.680,85 m² yüzölçümündeki taşınmaz, komisyon kararı ile birinci derece doğal sit alanı olduğundan söz edilerek tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Beyanlar hanesinde M.. T.."in zilyetliğinde olduğu hususu yazılmıştır.
Davacı M.. T.., miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya, satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ve adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. T.. tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 26/04/2013 gün 2013/3884 - 4456 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için zilyetlik koşullarının yanı sıra, taşınmazın niteliği itibariyle de kazanıma elverişli olmasının gerektiği, 2863 sayılı Kanunun 11. maddesinin ilk metninde derece ayrımı yapılmaksızın sit alanlarının koşulları oluştuğu takdirde kazanılması mümkün bulunduğu, 27.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5226 sayılı Kanunun 5. maddesiyle 2863 sayılı Kanunun onbirinici fıkrasında yer alan koruma alanları ibaresinden sonra gelmek üzere “sit alanları” sözcüğü eklenerek bu tarihten itibaren sit alanlarının kazanılmasının yasaklandığı, mahkemece sözü edilen kanuni düzenlemelere göre davanın reddine karar verilmiş, ise de; 30.05.2007 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 22.05.2007 tarihli ve 5663 sayılı Kanunla 11. maddenin 2. cümlesinin değiştirildiği, “Ancak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilân edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez” hükmüne yer verildiği, 11. maddenin değişik son şekline göre Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilân edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının iktisabının mümkün olmadığı, bunlar dışında kalan arkeolojik sit alanları ile doğal sit alanlarının kazanma koşulları oluştuğu takdirde kazanılması ve tescilinin mümkün olduğu, bu durumda uyuşmazlığın değişik bu hüküm çerçevesinde çözüme kavuşturulmasının gerektiği, bir taşınmazın 1. derece doğal sit alanında bulunmuş olması diğer koşulların da oluştuğunun belirlenmesi halinde kazanıma engel teşkil etmediği bu nedenle, davacı yararına zilyetlik yolu ile mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun davanın esası yönünden araştırma ve inceleme yapılarak değerlendirilmesi] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile Muğla ili, Fethiye ilçesi, 110 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre dava, zilyetlik nedeniyle kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanılan 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmü uyarınca yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın sınırında orman bulunmasına rağmen usûlünce orman araştırması yapılmamış, ziraat bilirkişi taşınmazın üzerinde 30-40 yaşlarında 2 adet zeytin ağacı bulunduğunu ve geçmişten beri var olan doğal formlarında olduğunu belirtmiş, ancak zeytin ağaçların aşılı olup olmadığı aşı yaşlarının kaç olduğu konusunda belirtme yapmamış, raporun sonuç kısmında taşınmazın davacı tarafından kullanılan kısmı üzerinde işlemeli tarım yapmaya uygun olmadığı belirtilmiştir. Yapılan araştırma ve inceleme dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığını belirleme noktasında yeterli değildir. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu nedenle; mahkemece, öncelikle eski tarihli ve dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazın konumu tam olarak belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritalarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ile hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı ile ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün ve bitki örtüsünü oluşturan unsurların sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve varsa kullanım durumunun detaylı olarak belirtilip uygun rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri tutanak içeriği ile çeliştiği taktirde 3402 sayılı Kanunun 30/1. maddesi gereğince tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri nazara alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 09/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi