Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı olduğu 638 parsel sayılı taşınmazdaki evini davalının haksız olarak işgal ettiğini, davalı ile aralarında taşınmazların bakım ve bekçiliği için sözleşme yaptıklarını, taşınmazındaki evinde oturmasına izin verdiğini , ancak aralarındaki iş akdinin sona ermesine rağmen davalının evi tahliye etmediğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kira sözleşmelerine dayanan her türlü davalara sulh hukuk mahkemelerinde bakılması gerektiği gerekçeleri ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 638 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazı kullandığı anlaşılmaktadır.
Davalı, savunmasında; çekişmeli taşınmaza bakılması ve gözetilmesi karşılığında davacı ile sözlü olarak yapmış oldukları anlaşma uyarınca taşınmazı kullandığını bildirmiştir. Bu yöndeki savunma aynen davacının da kabulündedir.
O halde, taraflar arasındaki bu ilişkinin kira akdi olarak değerlendirilmesi olanaksızdır. Başka bir ifadeyle, davalının taşınmazı muvafakata dayalı olarak kullandığının kabulü gerekir. Davacı, davalıya ihtarname keşide ederek, davalıdan taşınmazı tahliye etmesini istediğine göre, muvafakatın ihtarnamenin tebliği ile geri alındığının kabulü gerekir.
Hal böyle olunca; davanın kabulü gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.