20. Hukuk Dairesi 2014/9670 E. , 2015/12354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine, davacı ... vekili, müdahiller ... Çöl ve ... ... Yanbolluoğlu mirasçıları ... Yanbolluoğlu ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 1193 ve 1194 parsel sayılı, 13200-147550 m² yüzölçümlü taşınmazlar, zilyedinin bilinmemesi ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit edilmişlerdir. İtirazı tapulama komisyonunda reddedilen davacı ..., tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. ... Çöl, kendisine ait 1184 sayılı parselin eksik tespit edildiği, bir kısım yerinin 1194 sayılı parselde bırakıldığını ileri sürerek davaya katılmıştır. Mahkemece, ... Çöl"ün davasının reddine, ...’nın davasının kısmen kabulü ile 01.08.1984 tarihli fen bilirkişi krosinde gösterilen 1194 sayılı parselin 63150 m²’lik bölümünün 1193 sayılı parsele eklenerek bu parselin 76350 m² yüzölçümü ile ... adına tapuya tesciline, 1194 sayılı parselin 84400 m² yüzölçümü ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine, davacı ... vekili, müdahil ... Çöl ve müdahil ... ... Yanbolluoğlu mirasçıları ... Yanbolluoğlu ve arkadaşları tarafından temyiz edilmesi üzerine 16. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 1992/6075 E. - 1993/7831 K. sayılı bozma kararında özetle; “Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Davacı ile müdahil davacı aynı kökten gelen ve ifrazen oluşan tapu kayıtlarına dayanmaktadırlar. Tapu kayıtlarının revizyonları getirtilerek keşifte usûlüne uygun olarak uygulanıp kapsamlarının belirlenmesi, taşınmazın dağlık olan yönünde orman bulunduğundan usulüne uygun orman araştırması yapılması ve kayıt miktar fazlası yönünden zilyetlik koşullarının araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bozmadan sonra, müdahiller ... ... Yanbolluoğlu ve arkadaşları, Eylül 322 tarih 98 sayılı tapu kaydına tutunarak 1193 ve 1194 sayılı parsellere, Habip Kavak ve arkadaşları zilyetliğe dayanarak 1194 sayılı parsele müdahil olmuşlardır.
Mahkemece, davacı ...’nın dayandığı tapu kaydının 1193 sayılı parsele uyduğu, 1194 parseli kapsamadığı gerekçesiyle davasının kısmen kabulü ile 1193 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile ... adına tapuya tesciline,
Müdahiller ... ... Yanbolluoğlu ve arkadaşlarının dayandığı tapu kaydının intikalen ...’ya geçtiği gerekçesiyle davalarının reddine,
Müdahil ... Çöl’ün tapu kaydı davalı 1194 parsele uymadığından davasının reddine,
Müdahiller Habip Kavak ve arkadaşlarının 1194 parselde zilyetlikleri bulunmadığından davalarının reddine, 1194 sayılı parselin tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine, davacı ... vekili, müdahil ... Çöl ve müdahil ... ... Yanbolluoğlu mirasçıları ... Yanbolluoğlu ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu ... köyünde 1953 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılarak kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra 22.03.1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
1) Müdahil ... ... Yanbolluoğlu mirasçıları ..., ... Yanbolluoğlu ve ..."in temyiz itirazları bakımından;
Müdahillerin dayandıkları tapu kayıtları kapsamında kalan taşınmazların davacı ..."ya satıldığı ve ..."nın dayanak tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazlardan olduğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre müdahil ... ... Yanbolluoğlu mirasçıları ..., ... Yanbolluoğlu ve ..."in temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı ..., müdahil ... Çöl ve davalı Hazine"nin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; davacı ile müdahil ... Çöl"ün dayandığı tapu kayıtları tüm geldi, gitti ve revizyon kayıtları getirtilip usûlünce uygulanıp kapsamları belirlenmemiştir. Orman bilirkişi çekişmeli taşınmazların sadece kesinleşen tahdite göre konumlarını belirlemiş, eski tarihli hava fotoğrafları ve bunlardan üretilen memleket haritaları üzerinde inceleme ve araştırma yaparak taşınmazların durumunu belirlememiştir.
O halde mahkemece öncelikle; yörede yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna ilişkin tüm tutanaklar ve haritası ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile çekişmeli taşınmazları tüm komşu parselleri ile birlikte gösterir orijinal kadastro paftasının bir sureti ile çekişmeli taşınmazlara ve komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile kesinleşmiş iseler, oluşum nedenini de gösterir tapu kayıtları, itirazlı iseler, dava dosyaları ve tarafların dayandığı tapu kayıtlarının ilk tesis tarihinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte ilgili yerlerden getirtilmeli, bu tapu kayıtlarının kadastro sırasında dava konusu parsele ve başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı; revizyon görmüş ise, bu parsellere ait kadastro tesbit tutanak örnekleri, kesinleşmiş iseler, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, itirazlı iseler, dava dosyaları getirtilmeli; mahkemece, yukarıda belirtilen eksiklikler tamamlandıktan sonra, önceki bilirkişiler dışında, halen... ... ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; orman kadastrosu yapılmış ise, orman kadastrosu ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli; yine, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; davalıların dayandığı tapu kaydı, yerel bilirkişi marifetiyle zemine uygulanmalı, tapu kaydı kroki ya da haritaya dayanıyorsa 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/A maddesi uyarınca haritalarına göre kapsamı, dava konusu taşınmazlar bölümüne kimin, ne zamandır, ne sıfatla zilyet olduğu hususları belirlenmeli, tapu kaydı herhangi bir kroki ya da haritaya dayanmıyor ise 3402 sayılı Kanunun 20/B maddesi uyarınca harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıtlarda taşınmazların kayıt sahibi tarafından kullanılması hâlinde, değişmez sınırlı kaydın sınırlarına değer verilerek kapsamının belirleneceği, değişebilir sınırlı kayıtlarda ise aynı Kanunun 20/C maddesi gereğince miktarına değer verilerek belirlenmesi gerekeceği gözönünde bulundurulmalı, uygulama fen bilirkişi tarafından düzenlenecek kroki üzerinde gösterilmeli çekişmeli taşınmazların eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritalarında orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde tapu kayıtlarının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı,
Yukarıda anlatıldığı şekilde yapılacak araştırma sonucunda dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı ile zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu anlaşıldığı takdirde ise, zilyetlik koşullarının kim veya kimler yararına oluştuğu araştırılmalıdır. Bu bağlamda dava tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenerek taşınmazların nitelikleri, konumları ve kullanım durumları belirlenmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, iktisap koşullarının oluştuğu belirlenen kişi ya da kişiler ve murisleri adına, aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı ... ... ... Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle ..., ... Yanbolluoğlu ve ..."in temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ..., müdahil ... Çöl ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi.