Esas No: 2020/16714
Karar No: 2022/12893
Karar Tarihi: 07.12.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16714 Esas 2022/12893 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyet kararı verilmesine dayanak teşkil eden belgelerin eksik olduğunu belirterek hükmü bozmuştur. Ayrıca, sanığın daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri ile ilgili araştırma yapılmadan hüküm kurulmasının yanlış olduğunu belirtmiştir. Kararda 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi ve 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi de açıklanarak, bu kanun maddeleri kapsamında sanığın durumunun değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Son olarak, basit yargılama usulü uygulanmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi kararının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır:
- 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi: Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hapis cezası verilmesini öngören maddedir.
- 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanan sanığın, yükümlülüklerini ihlal etmesi durumunda yapılacak işlemleri düzenlemektedir.
- 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesi: Basit yargılama usulü ile ilgili düzenlemeleri içeren maddeyi oluşturur.
- Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli kararı: Kovuşturma evresine geçilmiş olan dosyalar için uygulanan sınırlamayı iptal etmiştir.
- TCK'nın 7. maddesi: Ceza hukukuna ilişkin genel hükümleri düzenleyen maddedir.
"İçtihat Metni"
ahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması
üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasına dayanak teşkil eden olay tutanağı, ekspertiz raporu, soruşturma dosyası ve Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin tedavi denetimli serbestlik tedbiri kararı verilen 05/11/2012 tarih 2012/312 esas, 2012/429 karar sayılı dosyasının asıllarının ya da onaylı örneklerinin, dosyada bulunmadığı anlaşılmakla, bu belgelerin aslı veya onaylı örneklerinin getirtilip denetime imkan verecek şekilde dosya içerisinde bulundurularak sanığın hukuki durumunun tayini yerine, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2) Hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesi,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi, gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.