22. Hukuk Dairesi 2016/4476 E. , 2016/7486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde, başından beri davacı işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmaksızın, yazılı bildirim de yapılmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacı ile müvekkili idare arasında iş ilişkisi bulunmadığını, diğer davalı şirket ile arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve ekindeki şartnameye uygun olarak, 5651 sayılı Kanun"un 8. maddesi kapsamındaki, çalışmaları esnasında diğer davalı şirketin görevi dışına çıkarak sosyal ve siyasal eğilimlerin medya takibinin yapılması ve görev kapsamının dışına çıkılması sebebi ile davalı şirket ile arasındaki sözleşmenin 42. maddesi gereğince, tek yanlı olarak haklı nedenle feshedildiğini ve şirket nezdinde ki çalışanlarında müvekkili ile olan ilişkisinin kesilmesinin geçerli sebep teşkil ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, yapılan işin diğer davalı kurumun asıl işi olduğunu, bölünerek alt işverene devredilemeyeceğini, hukuken asıl işveren–alt işveren ilişkisinin kurulmadığını savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen karar Dairemizce; davalı kurumun teşkilat kanunu ve hizmet alım sözleşmesine konu 5651 sayılı Kanun uyarınca sayılan görevlerin davalı kurumun asıl görevi olup olmadığı, hizmet alım ihaleleri ile alınan işçiler tarafından bu görevlerin yürütülüp yürütülmediği, keşif icra edilerek veya bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmek sureti ile davacının yürüttüğü iş açısından irdelenmesi gerektiği, kurumun asıl görevleri, hizmet alım sözleşme konusu, ve muvazaa olgusunun her dosya için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun aksine davalı kurum ile hizmet alımı yapılan diğer davalı şirket arasında muvazaalı ilişki bulunduğu gerekçesi ile davalı ... Danışmanlık A.Ş. aleyhine açılan davanın husumet sebebi ile reddine, davalı kurum aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı iş, ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik sebeplerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır.
Somut olayda; 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanunun idari yapı ve görev başlığı altında düzenlenen 10/d. maddesinde ; "İnternet ortamındaki yayınların izlenmesi sureti ile bu Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçların işlenmesini önlemek için izleme ve bilgi ihbar merkezi dahil gerekli her türlü teknik altyapı kurmak veya kurdurmak bu alt yapıyı işletmek veya işletilmesini sağlamak" kurumun görevleri arasında sayılmıştır. Dairemiz bozma ilamı sonrası mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda; bu işlerin kurum tarafından yerine getirilebileceği ve asıl işin bir bölümünün alt işverene verildiği belirtilmiştir. Dosya içeriği ve 5651 sayılı kanun dördüncü fıkrası 10/d. maddesi uyarınca davalılar arasında imzalanan çağrı merkezi ve internet araştırma birimi hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılan işin niteliği itibariyle davalılar arasında 4857 sayılı Kanun"un 2/6. ve 7. maddelerine uygun ve geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacının alt işveren işyerindeki işine iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından ise alt işverenin asıl işverenle müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı ... Danışmanlık Anonim Şirketine ait işyerindeki işine İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile ... ye irad kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.800,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 201,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, oybirliğiyle 10.03.2016 tarihinde karar verildi.