Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/11449
Karar No: 2008/2243
Karar Tarihi: 26.2.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/11449 Esas 2008/2243 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, komşu olan davalıların sınıra yakın ağaç dikmek ile davacının taşınmazına müdahale ettiklerini iddia ederek elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davalıların kendi taşınmazına ağaç dikmek haklarının olduğunu ancak davalıların ağaçları davacının taşınmazına zarar verdiği gerekçesiyle davacının lehine karar vermiştir. Ancak davalılar bu kararı temyiz etmiştir. Yapılan incelemede, bilirkişi raporu yeterli görülmemiş ve daha detaylı bir inceleme yapılması gerektiği kararına varılmıştır. Mülkiyet hakkının bazı ödevler içerdiği ve komşuluk ilişkilerinde, taşınmaz maliklerinin birbirine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırlarını aşan taşkınlıkların önlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanunlar olarak Medeni Kanunun 683. ve 737. maddeleri, insan hakları sözleşmesinin eki sayılan 1 No'lu protokolun 1. maddesi ve Anayasanın 35. maddesi karar kapsamında açıkça tanımlanmıştır. Kararda, mahkemenin bilirkişi raporuna dayanarak hüküm vermesi ve gerekli önlemleri göstermeyen rapora itibar etmesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2007/11449 E.  ,  2008/2243 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/09/2007
    NUMARASI : 2007/88-2007/325

    Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden 155 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu parsel maliki olan davalıların sınıra yakın ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.2.2008  Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat    ile  temyiz edilen vekili Avukat  geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
                                                                                     -KARAR-
    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan zararın giderilmesi ve elatmanın önlenmesi ile yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 155 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya, buna komşu 157, 229 parsel sayılı taşınmazların ise, davalılara ait olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı, davalıların taşınmazlarına dikmiş oldukları ağaçlarının kendi taşınmazına zarar  verdiğini ve aynı zamanda sınırı aşmayacak şekilde ağaç dikildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki;  mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonunda davalıların davacı taşınmazına doğrudan bir elatmalarının bulunmadığı gibi, sınırı aşmak suretiyle çekişme konusu taşınmaza ağaç dikildiği iddiasının da, kanıtlanmadığı  dosya kapsamıyla sabittir.
    Ne varki, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalıların kendi taşınmazlarına dikmiş oldukları meyve ağaçlarının kök ve taçlarının davacıya zarar  verdiği kabul edilmek ve ağaçların kesimi suretiyle zararın giderim tarzı benimsenerek, davanın kabul cihetine gidilmiştir.
    Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş  haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
    O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama,zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. 
    Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
    Somut olaya gelince;  davalıların kendi taşınmazına ağaç dikmek suretiyle taşınmazı tasarruf etmeleri devletimizin kabul ve onayladığı İnsan Hakları Sözleşmesinin eki sayılan 1 nolu protokolun 1.maddesi, Anayasanın 35.maddesi ve Türk Medeni Kanununun 683.maddesinde öngörülen mülkiyet hakkının bir gereğidir.
    O halde, iddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriği itibariyle taraflar arasındaki çekişmenin yukarıda değinildiği üzere, Türk Medeni Kanununun komşuluk hukukuyla ilgili düzenlemeler çerçevesinde  çözüme kavuşturulacağı tartışmasızdır.
    Ne varki, mahkemece bu konuda yapılan araştırma  ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olmadığı, özellikle önlem yönünden doyurucu açıklama taşımayan ve hüküm kurmaya elverişli bulunmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve en son tedbir olarak düşünülmesi gereken ağaçların kesilmesine karar  verilmesi isabetli görülmemiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemece işlerinde ziraat, çevre mühendesi ve mimar gibi ünvanları taşıyan kişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde keşif yapılarak yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde taraf taşınmazlarının konumu, nitelikleri gözetilmek suretiyle iddia ve savunmanın değerlendirilmesi, davacı  bakımından bir zararın varlığının tesbiti halinde, ağaçların kesilmesi dışında (örneğin seyrekleştirme, budama gibi ...) başkaca önlemlerle zararın giderilip giderilmeyeceğinin duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi hak ve zarar dengesi de gözetilmek suretiyle adil olanın seçilip, ona hükmedilmesi gerekirken, önlemleri göstermeyen ve yeterli olduğu söylenemeyecek nitelikteki bilirkişi raporuna itibar edilerek, yazılı olduğu üzere karar  verilmiş olması doğru değildir.
    Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün  açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 26.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
      

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi