8. Hukuk Dairesi 2017/15674 E. , 2019/2489 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 20/06/2017 tarihli ve 2017/11186 Esas, 2017/9379 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 655 parsel taşınmazın tapuda .... adına kayıtlı olduğunu, yaklaşık 1970 yılından beri beri malik sıfatıyla zilyet olunduğunu, dava konusu taşınmazın davacının babasına annesinin annesinden kaldığını, babasının ise kendi çocukları arasında paylaştırması neticesinde dava konusu taşınmazın davacıya düştüğünü, taşınmazın 1936 yılından beri beri işlem görmediğini ve hukuki niteliğini yitirdiğini, 40 yıldan fazla zamandır da davacı kullandığından TMK"nin 713. maddesi gereği tapunun iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili; davanın reddini savunmuştur. Davalı Belediye Başkanlığı beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece; ilk kararda mahkemece davanın kabulüne 655 parsel sayılı taşınmazın ....adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 29.09.2014 tarihli ve 2014/14923 Esas 2014/17380 Karar sayılı ilamında dosya kapsamı bütünüyle değerlendirildiğinde tapu malikinin bilinen kişi olduğundan ve TMK"nin 713/2. maddesinden de “ölüm” hukuki sebebi çıkarıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bu defa davacı vekili bozma ilamının düzeltilmesini talep etmiş olup Dairemizin 13.10.2015 tarihli ve 2015/14214 Esas, 2015/18189 Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairenin 29.09.2014 tarihli ve 14923/17380 Esas, Karar sayılı bozma ilamındaki "...Kaldı ki, davanın açılış tarihi itibariyle yasa maddesindeki ölüm sebebi Anayasa Mahkemesinin 17.03.2011 tarihli ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Artık, 4721 sayılı TMK"nin 713/2.maddesindeki ölüm sebebi yasa maddesinden çıkarılmıştır. Buna dayalı olarak açılan davaların reddi gerekeceği kuşkusuzdur. Olmayan bir yasa maddesi için mahkemenin gerekçe göstermesi de isabetsizdir. İçtihatların takibinde noksanlık olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir..." ibaresinin bozma gerekçesinden çıkarılmasına, karar düzeltme talebinin bu bentte gösterilen sebeple bozma gerekçesinin düzeltilmiş bu şekliyle ve yukarıda 1.bentte gösterilen sebeplerle HUMK"un 440-442. maddeleri uyarınca reddine karar verilmiştir. Bozma ilamına ve karar düzeltme talebinin incelenmesi sonrasında verilen karara uymak suretiyle mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olup Dairemizin 20.06.2017 tarihli ve 2017/11186 Esas, 2017/9379 Karar sayılı ilamı ile davacının talebinin TMK"nin 713/2. maddesindeki “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kişi” hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu karar düzeltme ilamında “ölüm” hukuki nedeninden bahsedilmişse de dosya kapsamıyla ilgili olmadığı açıklanarak kararın onanmasına karar verilmiştir. Onama ilamına karşı davacı vekili süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı vekili özellikle 21.01.2015 tarihli dilekçesinde belirttiği gibi TMK"nin 713/2. maddesindeki “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” hukuki nedenine dayanarak iptal ve tescil isteminde bulunduğunu beyan etmiştir. Aynı zamanda değişik aşamadaki beyanlarında tapu maliki görünen “İbrahim Cebbur kızı Seyyuf”un davacının ninesi olduğu , ölümü ile mirasçıları arasında taksim yapıldığı, davacının babasına kaldığı, babasınında taksim etmesi sonucu taşınmazın davacıya kaldığı belirtilerek eklemeli 20 yılı aşkın süredir davasız aralıksız malik olduğundan bahisle TMK"nin 713/2. maddesi uyarınca iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, tapu kaydı ve tapulama evraklarına göre .... kişidir. Bu kişinin davacının beyanından da açıkça anlaşıldığı gibi baba tarafından murisi olup uzun yıllar önce ölmüş olması da “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayacağı” anlamına gelmez . Buna göre mahkemece verilen ret kararı doğrudur.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK’un 440. maddesinde yazılı hallerden hiç birisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, anılan Kanun"un 442. maddesi uyarınca (6100 Sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi gereğince 1086 Sayılı HUMK"un 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 370,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye irad kaydına ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.