22. Hukuk Dairesi 2015/32703 E. , 2016/7468 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar kötüniyet tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ücret ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının devamsızlık yaptığını, işyerinde polislerde olduğu ortamda bir kısım işçilerin işe başlamayarak ayrıldığını ancak daha sonra çoğunun geri döndüğü halde davacının gelmediğini, haklarının ödendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda, bir kısım işçilerin çalışma saatlerinin artırılmasına karşı çıktıkları ve bu konuda işverenle bir çözüme varmadıklarından 25.10.2013 tarihli noterden çektikleri ihtarname ile iş şartlarının düzeltilmemesi ve fazla mesailerin ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini feshettikleri anlaşılmıştır. İş sözleşemesini haklı sebebe dayalı da olsa fesheden işçinin ihbar tazminatına hak kazanması mümkün değildir. Mahkemece işçi yararına ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur.
3- Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Mahkemece hükme esas alınan raporda yapılan hesaplamada 08.00-17.00 saatleri arası dokuz saatten bir saat ara dinlenme süresinin düşülmesi ile sekiz saat bulunması gerekirken yine dokuz saat yazılarak sonuçta çıkması gerekenden daha fazla olarak (haftada yedi saat) hesaplama yapılmıştır. 25.10.2013 tarihli emniyet görevlilerince tutulan tutanakta davalı işyerinin insan kaynakları sorumlusunun 55-60 kişilik işçi gurubunun yanına gelerek; otuz dakikalık yemek molasının bir saate, akşam işten çıkışında saat 17.30" dan 18.00"a alındığını, bu şartlarda çalışmaya devam edebileceklerini işe dönmelerini aksi halde bahçeden çıkmaları istediğini beyan ettiği belirtilmiştir. Bu durumda polis tutanağına, davacı ve davalının mesai saati konusundaki kabullerine ve tanıklarının karşılıklı beyanlarının örtüştüğü ortak noktaların esas alınması durumunda, işyerinde hafta içi beş gün 08.00-17.30 saatleri arası ve Cumartesi günü 08.00-16.00 saatleri arası birer saat ara dinlenme süresinin düşülmesiyle haftalık dörtbuçuk saat fazla mesai hesaplanması uygundur.
4- Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 17/5 maddesi uyarınca “18. maddenin 1. fıkrası uyarınca bu kanunun 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir”. Bu açıklamaya göre, iş güvencesi kapsamında kalan işçi, kötüniyet tazminatı olan, bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat isteyemez.
Somut olayda davacının iş güvencesi kapsamındaki hükümlerden yararlanma şartlarını taşıdığının anlaşılmasına göre şartları oluşmayan kötüniyet tazminatının reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.3.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.