Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/47 E. 1999/236 K sayılı kesinleşen kararı uyarınca aleyhlerine elatmanın önlenmesine karar verildiğini, anılan dava dosyasında hükme esas alınan fen bilirkişisi M... K.....hakkında Türkoğlu Asliye Ceza Mahkemesine Türk Ceza Kanunu’nun 240. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılarak mahkemece verilen beraat hükmünün Yargıtay tarafından bozulduğunu, ancak dava zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırıldığını, HUMK’nun 445.maddesinin 4, 5 ve 6 maddeleri gereğince anılan mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilerek infazın eski hale getirilmesi ve infazen teslim edilen yerin iadesi isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iadei muhakeme talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava yargılamanın iadesi hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar dava dilekçelerinde Türkoğlu Asliye Hukuk Yargıçlığının 1999/47 esas sayılı dosyasında aleyhlerine açılan elatmanın önlenmesi davasında alınan rapora göre davanın kabulüne karar verildiğini ve Yargıtay onayından da geçerek kesinleştiğini, ancak bu dosyada hükme esas alınan raporu veren fen bilirkişisi Mehmet Keskin hakkında bu davadaki eyleminden dolayı Türkoğlu Asliye Ceza Yargıçlığının 2006/143 esas sayılı dosyasında görevi kötüye kullanmak suçundan kamu davası açılmış olup bu davanın zaman aşımı süresi dolduğundan ortadan kaldırıldığını belirterek iadeyi muhakeme talebinde bulunmuşlardır.
Mahkemece davacıların, fen bilirkişisi hakkında 5.5.2003 tarihinde suç duyurusunda bulundukları, bu tarihte iadeyi muhakeme nedeninin öğrenildiği, bu tarih esas alındığında H.U.M.Y."nın 445. maddesine göre üç aylık süre geçtikten sonra davanın açıldığı, ayrıca vekilin iadeyi muhakeme davasını açması için özel yetkisinin bulunmadığını, özel yetkili vekaletnamenin daha sonra mahkemeye sunulduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmiştir.
Yargılamanın iadesi davasının vekil tarafından açılabilmesi için vekaletnamede özel bir yetkinin bulunması gerektiği konusunda H.U.M.Y."nda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu dava olağanüstü kanun yolu olduğundan genel görüş davanın açılabilmesi için özel yetkinin bulunması gerektiği yolundadır. Her ne kadar davanın açılışında davacılar tarafından verilen vekaletnamede yargılamanın iadesi davası için özel yetki verilmemiş ise de davanın devamı sırasında bu eksiklik giderilmiş, ve mahkemece de avukatın davacılar vekili olarak kabulüne karar verildiğinden bu nedene dayanarak davanın ret edilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan davacılar yargılamanın iadesinde H.U.M.Y."nın 445/5 maddesine dayanmışlardır. Bilirkişi hakkında açılan kamu davası zaman aşımı nedeni ile ortadan kaldırılmıştır. Bu durumda H.U.M.Y."nın 447. maddesine göre üç aylık hak düşürücü süre ceza davasının zaman aşımı ile ortadan kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren hesaplanması gerekmektedir. Ceza davası 28.3.2007 tarihinde kesinleşmiş, muhakemenin iadesi davası süresi içerisinde 30.4.2007 tarihinde açılmış olup aksi düşüncelerle ve hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilerek davanın reddi de doğru olmamıştır.
Bilirkişi hakkında açılan davanın zaman aşımı nedeni ile ortadan kaldırılması durumunda H.U.M.Y."nın 445/son maddesi hükmüne göre, muhakemenin iadesi davasının görülebilmesi için mahkumiyet kararı aranmayıp, mahkemece işin esasına girilip inceleme yapılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken kararda açıklanan gerekçelerle davanın reddi doğru olmadığından davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 25.02.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.