
Esas No: 2011/6944
Karar No: 2012/3312
Karar Tarihi: 25.04.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6944 Esas 2012/3312 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil istemli
... ile Hazine ve Eğridere Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne dair İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.06.2011 gün ve 556/261 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak dava dilekçesinde mevki ve sınırları gösterilen taşınmaz bölümlerinin vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve kazanma koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı Köy, yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A ve B harfleriyle gösterilen iki parça taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17.maddeleri uyarınca imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1980 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında köy boşluğu olarak tespit dışı bırakılan bir yerdir. Taşınmaz başında yapılan keşif sırasında taşınmazın davacının miras bırakanından kaldığı bildirilmiştir. Dosya kapsamına göre davacının miras bırakanı İbrahim Şeker, 30 yıl kadar önce ölmüştür. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, taksim hakkında bir açıklama da yapılmamıştır. TMK.nun 701.maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı kanunun 702.maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin kendi payını ileri sürerek dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla bir mirasçının elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde tasarrufda bulunma yetkisi bulunmamaktadır. Mirasçılardan birisinin kendi payı hakkında açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması (olurlarının alınması) veya TMK.nun 640.maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi mümkün değildir. Davacının böyle bir dava açma yetkisi bulunmadığından (dava koşulundan) davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bozma nedenine göre, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.