Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/6196
Karar No: 2021/4565

1- Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2017/6196 Esas 2021/4565 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2017/6196 E.  ,  2021/4565 K.
"İçtihat Metni"

Mahkeme : BAYBURT Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1- Uyuşturucu madde ticareti yapma
2- İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma
Hüküm : Fikri içtima gereğince "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararının ve 7242 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin, infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, Üye ... ve Üye ...’in karşı oyları ve oy çokluğu ile,
B- Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
1- Kargo ile gönderilen suç konusu esrarın, sanığa ulaşmadan infaz koruma memurları tarafından ele geçirildiği olayda, sanığın 16,5 gramdan ibaret esrarı satacağına veya başkasına vereceğine ilişkin kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, suç konusu uyuşturucu maddenin sanığa ulaşmadan ele geçirilmiş olması nedeniyle sabit olan fiillerinin “ceza infaz kurumuna yasak eşya sokma” ve “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna teşebbüs” suçlarını oluşturduğu TCK"nın 297. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine göre fikri içtima kuralı gereğince daha ağır sonuç doğuran “ceza infaz kurumuna yasak eşya sokma” suçundan sözü edilen maddenin 2. fıkrası uyarınca artırma da yapılarak hüküm kurulması gerekirken, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Sanığın adli sicil kaydında bulunan Diyarbakır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/349 esas ve 2008/417 karar sayılı ilamı yerine, sanık hakkında TCK"nın 31/3. maddesinin uygulanması nedeniyle TCK"nın 58/5. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınamayacak Diyarbakır 2. Çocuk Mahkemesinin 2006/192 esas, 2007/41 karar sayılı ilamı ve Diyarbakır 2. Çocuk Mahkemesinin 2007/29 esas, 2007/119 karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması,
3- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunun 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oy birliği ile 07/04/2021 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Ceza Muhakemesinin amacı maddi gerçeği bulmaktır. Dava konusu olayın gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise nasıl gerçekleştiğini bulmak zorunda olan mahkeme tüm delilleri duruşmada ve gerekçelerinde ortaya koyarak tartışmak zorundadır.
Maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, kesin olarak suçu işlendiği belirlenen faili cezalandırmak ve kamu düzenini sağlamak görevinde olan ceza muhakemesinin bulunduracağı en önemli ilkelerinden biri "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın uzantısı olan evrensel nitelikteki "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir.
Bu ilke ışığında sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesi için, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilmesi zorunludur. Tam olarak aydınlatılmamış olaylar sanık aleyhine yorumlanamaz. Herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayalı biçimde hüküm kurulmalıdır.
Yüksek de olsa bir ihtimale dayalı cezalandırma yoluna gitmek gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelecektir.
Hakim, bir olguyu ispatlamak için ortaya konulmuş olan delilleri vicdani kanaatine göre serbestçe takdir edecektir. Yani, vicdani kanı, ihmal, kuşku veya tahmine dayalı değil, somut olaya ve delillere dayalı olacaktır. Deliller değerlendirilirken bir kül halinde değerlendirme yapılacaktır.
İkrar bile tek başına mahkûmiyet için yeterli değildir.
Sanık suçsuzluğunu ispat etmek zorunda değildir. Sanığın aleyhinde ve lehinde olan tüm delilleri toplama Cumhuriyet savcısının görevinde olduğu gibi bunu iddianamesinde de göstermek zorundadır. Mahkeme de leh ve aleyhe olan tüm delilleri tartışarak karar verecektir.
Bu açıklamalardan sonra somut olayımızı bakacak olursak;
Açık kimliği tespit edilemeyen ... ismiyle, Diyarbakır"dan Bayburt Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan kullanıcı sanık ..."a gönderilen koli içerisinde bulunan yeleğin astar kısmına yerleştirilmiş halde suç konusu 16,5 gr esrarın ele geçirildiği olayda, ele geçirilen uyuşturucu maddeyi sanık ..."ın cezaevinde hükümlü olarak bulunan ..."a gönderdiği iddia ve kabul edilmiştir.
Toplanan delillere göre diğer sanık ... aşamalardaki beyanlarında sanık ..."tan uyuşturucu madde istediği şeklindeki isnadı kabul etmediği, sanık ..."ın da aşamalarda kullanıcı sanık ... ile telefon görüşmelerini kabul ettiği, ..."ın kendisinden yelek diktirmesini istediğini ancak kendisinin ..."ın isteğini yerine getirmediğini söylediği görülmektedir Yani her iki sanık da suçlamaları kabul etmemiştir.
Kargoyu gönderen ... isimli şahıs hakkında yapılan araştırmada, 28.09.2012 tarihli tutanağa göre olay tarihinde göndericinin kimliğinin sorulması yönünden bir zorunluluk bulunmaması nedeniyle, PTT görevlilerinin bu şahsın kimlik bilgilerini kayıt altına almadıkları, bu nedenle kargo göndericisinin tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Bu halde sanık ... hakkında atılı suçu işlediğine dair aleyhine olabilecek tek delil sanık ... ile cezaevinde bulunan diğer sanık ... arasında geçen şüphe uyandıran telefon görüşme içerikleridir. Dosya kapsamına göre bu telefon görüşmesi, cezaevindeki telefon ile ..."ın annesi adına kayıtlı sabit hat arasında gerçekleşmiştir. Görüşmeden ..."ın sanık ..."tan cezaevine yelek göndermesini istediği anlaşılmaktadır. Bu görüşmede ..."a başka kişilerden de benzer gönderilerin olduğu da anlaşılmaktadır. Telefon görüşmesi 28.03.2012 tarihinde olmasına ve pazartesi kargoya verilmesinin istenilmesine rağmen suç konusu uyuşturucunun ele geçtiği koli olaydan yirmi gün sonra 20.04.2012 tarihinde ele geçmiştir.
Bu şüpheli görüşmelerde ..."ın sanıktan uyuşturucu göndermesini istediği kabul edilse bile mevcut delil durumuna göre sanığın bu uyuşturucuyu temin edip gönderdiği durumu kuvvetli şüphenin ötesine geçememektedir. Sanık telefon görüşmesini ..."ın ailesinin evinde yapmış bu görüşmeden kargo gönderme ihtimali olan aile bireyleri de haberdar olmuştur. Sanığın atılı suçu kabul etmemesine, uyuşturucuyu gönderen kişi kargo kayıtlarına göre kesin olarak belirlenememesine ve telefon görüşme içeriklerinde benzer gönderilerin başka kişiler tarafından da yapıldığının anlaşılmasına göre olaydan yaklaşık 20 gün önce yapılan şüphe uyandıran telefon görüşmelerinden sanığın ele geçirilen uyuşturucu madde ile irtibatını sağlamak ve aleyhine sonuç çıkarmak kesin olarak mümkün değildir.
Bu açıklamalar karşısında, sanığın savunmasının aksine cezaevine gönderilen uyuşturucu madde ile ilgisi olduğuna ilişkin kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi yerinde olmadığı düşüncesinde olduğumuzdan mahkûmiyet hükmünün onanması yönündeki Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz. 07.04.2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi