4. Hukuk Dairesi 2010/3084 E. , 2011/1834 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vd vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/11/2008 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/06/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ve davalı vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların ve davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; a)Dava, trafik kazası nedeniyle yaralanma, aracın hasarlanması, araçta bulunan çocukların yaralanmasından dolayı yaşanan korku ve üzüntüden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz olunmuştur.
Davacılar, yaşanan trafik kazası nedeniyle davacılardan ... ile ..."ın ayak kemiklerinin kırıldığını, diğer davacılar ise olay nedeniyle korku ve üzüntü yaşadıklarını belirterek manevi tazminat istemişler, davacılardan ... ise ayrıca aracının hasarlanması nedeniyle hasar bedelinin de davalıdan alınmasını istemiştir.
Yerel mahkemece, araç hasarına ve manevi tazminatlara ilişkin istemlerin kısmen kabulü ile duruşmalara katılmayan, dava sırasında kendisini bir avukat aracılığı ile de temsil ettirmeyen davalı yararına da avukatlık ücreti takdir edilmiştir.
Avukatlık Yasası ile yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, davada kendisini avukatı aracılığı ile temsil ettirmeyen taraf yararına avukatlık ücreti takdir edilemez. Davalı yanında davaya katılan sigorta şirketinin avukatının bulunması davalıya avukatlık ücreti takdiri için yeterli değildir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
b)Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayın gelişim biçimi, davacıların ayak kemikleri kırılacak biçimde yaralanmalarının dereceleri ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılardan ... ile ... yararına takdir edilen 1.000,00"er TL manevi tazminat azdır. Adı geçen davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.
3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; a)22.03.1976 gün ve 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince delil tespit giderleri yargılama giderlerinden olduğundan tazminat miktarına katılarak bunların toplamı üzerinden faiz yürütülemez, avukatlık ücreti takdirinde esas alınamaz, karar ve ilam harcında matrah olarak gözetilemez.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, tespit giderlerinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmesi gerekirken, dava konusu edilen tutarlara katılarak karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
b)Dava konusu araca ilişkin hasar tespit dosyasındaki bilirkişi raporunda, aracın hurda bedelinin 3.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Ancak bu raporun, davalının dosyadaki fotoğrafları gösterilerek hurda bedeline yaptığı itirazları karşılayacak nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, aracın piyasa satış değeri olarak belirlenen 11.000,00 TL"den hurda bedeli indirildiğinde en üst düzeyde oluşacak zararın 8.000,00 TL olduğu gözetilmeyerek, yetersiz bilirkişi raporu benimsenip daha fazla olan hasarlı parça bedellerinin ödetilmesine karar verilmiş olması doğru olmadığından karar bu nedenlerle de bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a) bendinde gösterilen nedenlerle tüm davacıar, (2/b) bendinde gösterilen nedenlerle de davacı ... ve ... yararına; (3/a ve b) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ; davacıların ve davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 23/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.