21. Hukuk Dairesi 2013/14165 E. , 2014/5248 K.
"İçtihat Metni"....
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Hüküm, İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Olayda hüküm, 31.05.2013 tarihinde temyiz eden davalılar .... ve ... vekilinin yüzüne karşı tefhim edilmiş, temyiz ise 15.07.2013 tarihinde vukubulmuştur. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi fazlası ile geçmiştir.
O halde, 1.6.1990 Tarih ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da gözönünde tutularak davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddi cihetine gitmek gerekmiştir.
2- Davacılar vekili ile davalı ..... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre, davacıların tüm, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dava, sigortalının iş kazası sonucu vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat istemlerinin kabulüne manevi tazimnat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacılar murisi ....asıl işveren davalı ...."ye ait işyerinde kaynakçı olarak vinç raylarının bakım ve onarım işinde çalışırken elektrik akımına kapılarak vefat ettiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde davalı asıl işveren .....’nin % 50, davalı alt işveren .... Ltd. Şti."nin % 40, davalı alt işveren ..."in % 10
./..
-2-
oranında kusurlu bulunduklarının belirtildiği, bilirkişi hesap raporunda tanık beyanlarına göre müteveffa işçinin günlük brüt 40 TL ücret ile çalıştığı kabul edilerek asgari ücretin 1.97 katı ile günlük net 40 TL ücret ile çalıştığı kabul edilerek asgari ücretin 2.75 katı üzerinden olmak üzere iki seçenekli rapor düzenlenildiği, gerekçede müteveffa işçinin günlük net 40 TL ücret ile çalıştığı esas alınarak talep gibi karar verildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Kusurun aidiyet ve oranı uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının veya hak sahiplerinin maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Yapılacak iş; dosyada imzalı ücret bordrolarının bulunmadığı dikkate alınarak, müteveffa sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odalarından olay tarihinde kazalı işçinin alabileceği emsal günlük net ücretleri sormak, buradan gelen neticelere göre davacıların maddi zararlarını yeniden hesaplatmak ve çıkacak sonuca göre talebleri aşmamak koşuluyla bir karar vermekten ibarettir.
2- Manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı eş yararına hükmedilen 75.000,00 TL, davacı çocuklar İrem ve Emine yararına ayrı ayrı hükmedilen 50.000,00 TL, davacı çocuk Habib yararına hükmedilen 40.000,00 TL, davacı anne ve baba yararına ayrı ayrı hükmedilen 30.000,00 TL manevi tazminatların tazminatların fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
./..
-3-
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacılara yükletilmesine, 18/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...