11. Ceza Dairesi 2018/2041 E. , 2020/4036 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14/10/2003 tarihli ve 232-250 sayılı, 09/10/2012 tarihli 2011/8-335 Esas ve 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği anlaşılmakla; Sanığın sahte sürücü belgesi ve nüfus cüzdanı düzenleyip kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; dosyada aslı bulunan suça konu nüfus cüzdanı ve sürücü belgesi üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde, sürücü belgesinde soğuk mühür izinin bulunduğu ve iğfal kabiliyetinin olduğu ancak nüfus cüzdanındaki fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, nüfus cüzdanı üzerinde yapılan sahtecilik ilk bakışta kolaylıkla anlaşıldığından; suça konu belgenin mevcut haliyle aldatma niteliğinin bulunmadığı görülmekle teşdit gerekçesinin dosya ile uyumlu olmadığı anlaşılmakla, temel cezanın belirlenmesi sırasında belge sayısı ile kastı dikkate alınıp teşdit hükümleri uygulanarak cezalandırılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 06.07.2020 tarihinde Üye ..."ın suça konu sürücü belgesinde aldatma niteliğinin bulunmadığı ve suçun unsurlarının oluşmadığı yönündeki değişik gerekçesi ile sair yönlerden oy birliğiyle karar verildi.
DEĞİŞİK GEREKÇE
Dairemizin 2018/2041 Esas, 2020/4036 Karar sayılı 06.07.2020 tarihli kararına dair sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş farklılığı; resmi belge niteliğinde olan suça konu sürücü belgesine sonradan yapıştırılan fotoğrafın olması gerekenden büyük ve fotoğraf hanesi ile uyumlu olmadığı durumda aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı ve suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
5237 sayılı TCK"nın 204/1-2 ve 207/1 maddelerinde yer alan seçimlik hareketler yönünden "gerçek bir belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi" ögesine yer verilmiş olup, öğreti ve uygulamada sahtecilik suçlarının tüm seçimlik hareketleri yönünden aldatma niteliği suçun unsuru olarak kabul edilmiştir.
Belgelerde aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığına hakim/mahkeme karar verecektir. Mahkemece, suçun konusunu oluşturan belge aslı getirtilerek resmi belgede bulunması gereken başlık, sayı, tarih, imza, mühür gibi zorunlu öğelerin incelenmesi, nesnel olarak aldatma gücü olup olmadığının saptanması gerekmektedir.
Öğreti ve uygulamada, resmi belgelerin devlet bürokrasisinin ürettiği belgeler olarak kendisinden önceki bir ön düzenlemeye dayanılarak düzenlendiği, varlığı ve geçerliliğinin bu düzenlemeye uygun olarak düzenlenmesine bağlı olduğu, belgenin ilgili mevzuata aykırı olarak düzenlenmiş olması halinde ise aldatma niteliğinin bulunmadığı kabul edilmektedir.
Nitekim Yargıtay 11. Ceza Dairesi 21.12.2015 tarih ve 2013/20373 Esas sayılı kararında; Devlet bürokrasisinin ürettiği bir belge olan resmi belge, o bürokrasinin gerektirdiği, o tür belge için öngörülen biçim koşullarını taşımalıdır. Örneğin; imza, resmi belgenin varlığı için gereklidir. İmza dışında başlık, paragraf, paraf, soğuk damga, resmi mühür, tarih, sayı, ifade tarzı, konu itibariyle hitap şekli, kullanılan deyimler gibi belgesine göre genellikle aranan, yerine göre belgenin geçerlilik nedeni haline gelen koşullar olduğunu kabul etmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232-250 sayılı kararında da aldatma niteliği ile ilgili olarak "belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması, aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği" belirtilmiştir.
"... fotoğrafın fotoğraf hanesi yeri ile uyum sağlamadığı, fotoğraf hanesinde farklı kağıt ve zamk izinin bulunduğu, belgede basılı mühür izinin fotoğraf üzerinde devamının bulunmadığı, belgeye fotoğrafın sonradan yapıştırıldığı, suça konu ... ... adına düzenlenen sürücü belgesinin yapılan incelemesinde ise, orjinal laminenin, fotoğrafın sağ kenarı ve alt kısmına gelen bölümün kesilmiş olduğu, fotoğrafın gayri muntazam bir şekilde kesilmiş olduğu, fotoğrafın fotoğraf hanesi yeri ile uyum sağlamadığı ve tahrifatların ilk bakışta anlaşıldığı görülmekle; mevcut haliyle yapılan sahteciliklerin aldatıcılık nitelikleri bulunmadığından, yasal unsurları itibarıyla oluşmayan "resmi belgede sahtecilik" suçundan sanıkların beraatleri yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi, " ( 11.C.D. 11.09.2017 tarih ve 2017/14022 Esas - 2017/5402 Karar)
Sanık ... ..."nün üzerinde Muhammet Yavaşçı adına sahte olarak düzenlenmiş nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin ele geçirildiği iddia ve kabul edilen somut olayda;
Suça konu sürücü belgesi üzerinde heyet olarak yapılan incelemede; belgeye sonradan yapıştırılan fotoğrafın olması gerekenden daha büyük olarak kesilip yapıştırılmış olduğu ve fotoğraf hanesi ile uyumlu olmadığı, fotoğrafın sürücü belgesinin sol tarafına doğru taşmış olduğu, fotoğraf üzerinde mühür izi olsa dahi fotoğrafın sürücü belgesine sonradan yapıştırılmış olduğunun ilk bakışta kolaylıkla anlaşıldığı,
Sürücü belgesinde yapılan sahteciliğin de ilk bakışta kolaylıkla anlaşıldığı, yapılan sahteciliğin aldatma niteliğinin bulunmadığı, sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı, sanığın Beraatine karar verilmesi gerektiği halde resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine dair verilen kararın bozulması gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun "sürücü belgesinde soğuk mühür izinin bulunduğu ve iğfal kabiliyetinin olduğu" yönündeki düşüncesine katılmıyorum. 06.07.2020