Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/219
Karar No: 2019/2481
Karar Tarihi: 11.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/219 Esas 2019/2481 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/219 E.  ,  2019/2481 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen ..."da bulunan 6037 ada 1 parselde kayıtlı 23 numaralı bağımsız bölüm ve 5708 ada 2 parselde kayıtlı 34 numaralı bağımsız bölüm üzerinde, öncelikle tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili olmadığı takdirde her iki taşınmazın 1/2 hisseleri iptal edilerek davacı adına tescili bu da olmadığı takdirde, taşınmazların keşif ile belirlenecek değerinin öncelikle tamamı olmadığında yarı bedeli olan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... davanın reddine talep etmiştir.
    Mahkemenin her iki taşınmazın mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, davacının davaya konu taşınmazlarda katkısını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafın temyizi üzerine, Dairenin 2014/17013 E., 2015/5268 K. sayılı ilamı ile "...Dosya kapsamına göre davacının talebi, katkı payı alacağı niteliğindedir. Dosya muhtevası, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatı, ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebepler ile dinlenen tanık beyanları, bu beyanları doğrulayan tedavüllü tapu kaydı karşısında 5708 ada 2 parseldeki 34 numaralı dava konusu meskenin tarafların evlilik tarihi öncesinde 12.08.1988 tarihinde davalı ... adına tapuda kayıtlı iken 26.06.1996 tarihinde davalının kardeşi ..."nin eşi ..."e tapuda satışı, sonra yeniden 28.12.1999 tarihinde İsmail tarafından ...e"ye tapuda devredilmesi, savunmada belirtildiği üzere benzer şekilde davalının kardeşi ..."ye ait dava dışı aynı parseldeki 13 numaralı meskenin de benzer tarihlerde önce davacı ..."e satılması, yeniden 28.12.1999 tarihinde ..."ye tapuda devredilmesi işleminde, evlilik öncesi davalının kişisel malı niteliğindeki dava konusu 34 numaralı meskenin 28.12.1999 tarihinde tekrar tapuda devralınması işleminde bedel ödendiğinin kabul edilemeyeceği, karşılıksız edinildiğinin kabulü gerektiğine göre 34 numaralı meskenin davalının kişisel malı olarak kabul edilmesi ve bu mesken yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin 34 numaralı meskene ilişen temyiz itirazlarının reddine, diğer dava konusu 6037 ada 1 parselde 23 numaralı mesken 17.05.2000 tarihinde davalı tarafından satın alınmıştır.
    Mahkeme tarafından davalının miras kalan bir kısım mallarının satılarak dava konusu 23 numaralı meskenin satın alındığı, bu sebeple kişisel malı olduğundan hareketle dava reddedilmiş ise de dosya arasına getirtilen tapu kayıtları bunu doğrulamamaktadır. Dosyada davalı ..."ye babasından miras yolu ile kalan taşınmaz mallara ait tapu kayıtlarının incelenmesinde, muris adına kayıtlı taşınmazların ... mirasçıları adına 17.06.1999 tarihinde intikal ettirildikleri, mirasçılardan birinin de 1/20 pay sahibi davalı ... ... olduğu, ancak bu taşınmazlardan ... köyü 148 parselin 1/2 pay maliki ..."e ait iken 03.06.1998 tarihinde satıldığı, dava konusu mesken bu tarihten yaklaşık 2 yıl sonra satın alınmış ise de tanık beyanlarında, satıştan elde edilen bedelin dava konusu meskenin alımında kullanıldığının bildirildiği, bu bedelin davalı tarafından başka bir yerde kullanıldığının da davacı tarafından ispat edilemediği dikkate alındığında 148 parselin satış bedelinin alımda kullanıldığının kabulü gerekir. Davalının miras payı sahibi olduğu diğer taşınmazların satıldığına dair dosyada bir kayıt olmadığına göre diğer miras malı taşınmazların satışta kullanıldıkları kabul edilemez. Bu sebeple diğer miras malı taşınmazların da satılarak, elde edilen gelirle dava konusu taşınmazın alındığına ilişkin kabul hatalıdır. Bu durumda Mahkemece, dava konusu taşınmazın alımında davacının ne miktarda katkısı olduğu belirlenmeli ise de, davalının ev hanımı olup çalışarak elde ettiği geliri bulunmadığı, başka yerden düzenli bir gelir de elde etmediği, dolayısı ile gelirlerden hareketle gelirlerin birbirine oranlanma imkanı olmadığından, davalı adına kişisel mal olduğu anlaşılan 148 parselin 1/2 payının satıldığı 03.06.1998 tarihinde elde edilen satış bedelinin 17.05.2000 alım tarihi itibarıyla güncelleştirilmiş karşılığı belirlenerek, bu miktarın dava konusu 23 numaralı meskenin alım değerine oranlanması, bu oranın dava konusu meskenin dava tarihindeki değeri olan 75.092 TL ile çarpılması ile davalının kişisel malı ile katkı miktarının bulunması, bu miktarın da toplam 75.092 TL"den çıkartılması ile davacının alımdaki katkı payı alacağının belirlenmesi gerekir. Tanık beyanlarında, davalının miras malı taşınmazlarının satılarak elde edilen gelirlerin dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığının ifade edilmesi yeterli olmayıp bu taşınmazların dava konusu taşınmazın alım tarihine yakın tarihlerde satılarak elde edildiğinin tapu kayıtları ile de doğrulanması gerekir. Bu durumun belirlenmesi halinde satılan diğer taşınmazlara ait bedellerin de benzer yöntem ile bu hesaplamada yer alacakları da tartışmasızdır. Bu şekilde davalının sadece bir taşınmazının alımda kullanıldığının kabul edilmesi ve buna göre hesaplama yapılması gerekirken 23 numaralı meskenin tamamının davalının miras malları satılarak elde edilen gelirle alındığının kabulü doğru olmamıştır. .." gereğine işaret edilerek bozulmuştur. Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 33.135.03 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince,
    HMK"nin 177.maddesine göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilirse de; 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 Esas, l948/3 Karar sayılı ve 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/l Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları, bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına ilişkindir. İçtihadı Birleştirme Kararları, adeta kanun hükmünde olup, ilke kararlarıdır ve benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar (Yarg.Kan.mad.45/5).
    Dava 1086 sayılı HUMK"un yürürlükte olduğu 08.08.2008 tarihinde açılmış olup söz konusu usul kanununda belirsiz alacak davası türü tanımlanmamıştır. Başka bir anlatımla, davanın açıldığı tarihte Türk Hukuk Sisteminde belirsiz alacak davası şeklinde bir dava türü bulunmamaktaydı. Bundan ayrı, davacı vekili dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde, talep miktarını açıkça 20.000 TL olarak göstermiştir. Dairemizin bozma ilamından sonra 21.09.2016 tarihinde ıslah dilekçesi vererek talebini 33.135,03 TL"ye yükseltmiş, Mahkemece de arttırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Az yukarıda açıklandığı üzere davanın açıldığı tarihte belirsiz alacak davası şeklinde bir dava türü bulunmadığına ve davacı vekili dava dilekçesinde, talep miktarını açıkça 20.000 TL olarak gösterdiğine göre, mahkemece bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin az yukarıda açıklanan İçtihadı Birleştirme Kararları göz önüne alınmadan, bozma sonrası yapılan ıslahla arttırılan miktarı da kapsar şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ : Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 Sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi