Esas No: 2021/591
Karar No: 2022/4805
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/591 Esas 2022/4805 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/591 E. , 2022/4805 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06.05.2019 tarih ve 2018/509 E. - 2019/214 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 19.11.2020 tarih ve 2020/977 E. - 2020/1218 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından sigortalı Heper Metal Döküm Sacaret A.Ş.'ye ait emtianın nakliyat emtia sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, sigortalıya ait av saçması cinsi emtianın toplam 24.480 brüt ağırlığında ve 24 adet olarak ...numaralı konteynere yüklenerek 02/07/2017 tarihli ve LH003815 nolu konişmento tahtında Northern Debonair gemisi ile İzmir'den Fransa'nın Fos Sur Mer Limanına taşındığını, emtiaların alıcıya teslimi sırasında bir kısmının hasarlı ve patlak olduğunun tespit edildiğini, hasar ile ilgili ekspertiz incelemesinin yapıldığını, ekspertiz raporunda konteynerin taban tahtalarının iki yerden kırıldığının ve bu kırılmaların konteynerlerin elleçlenmesi sırasında bir darbe aldığının ve sert şekilde gemiye, diğer konteynerlerin üzerine istiflendiğinin tespit edildiğini, hasarın davalıya sigortalı tarafından ihtar edildiğini, hasar nedeniyle alıcı firmanın sigortalı firmaya 14.724,36 Euro eksik ödeme yaptığını, emtia ile ilgili sovtaj araştırmasının yapıldığını ve bir kısım alıcı firma tarafından başka bir firmaya hurda olarak satıldığını, bu tutarın zarar hesaplaması yapılırken düşürüldüğünü, davalı tarafından hasar bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşımada müvekkili şirketin fiili taşıyan olmadığını, hasarın sorumlusunun müvekkili şirket olmadığını, söz konusu hasardan fiili taşımayı gerçekleştirenin davadışı Northern Debonair gemisi donatanın sorumlu olduğunu, hasarların Heper Metal Döküm San. ve Tic. A.Ş. tarafından oluşturulduğunu, yüklerdeki saçılmaların yanlış istif ve ambalajlamadan yada yükleme sırasındaki kötü elleçlemeden olduğunun anlaşıldığını, İzmir'deki iç nakliyenin Heper Metal tarafından yapıldığını, konteyner içine Heper Metal'in fabrikasında kendileri tarafından dolum yapıldığını, dolasıyla müvekkili şirket taraafından konteynerin kapalı olarak teslim alındığını belirterek davacının halefiyet hakkını elde edememiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın deniz yolu ile taşınması sırasında hasarlanması nedeniyle davacı tarafça sigortalısına ödenen hasar tazminatının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalı vekilinin takibe itiraz dilekçesinde müvekkili şirketin faaliyet adresinin Hatay ili İskenderun ilçesinde bulunduğu, bu nedenle İskenderun İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, dava ve takibin TTK'nun 1472.maddesinde düzenlenen kanuni halefiyet hükümlerine dayandığından uyuşmazlığın esasının sigortalının hukukuna tabi olmakla birlikte icra dairelerinin yetkisi açısından HMK'da düzenlenen genel yetki hükümlerinin uygulanması gerektiği, HMK'nun 6.maddesindeki genel yetki kuralına göre davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki İskenderun İcra Daireleri yetkili olduğu halde davacı ... tarafından icra takibi yetkisiz olan Anadolu İcra Dairelerinde yapıldığı, öte yandan, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesi niteliğinde olduğu, sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflarda HMK'nın 10. maddesine göre sözleşmenin ifa yerindeki icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğu, somut uyuşmazlıkta, taşıma İzmir'den Fransa'nın Fos Sur Limanına yapıldığından sözleşmenin ifa yerinin yurtdışında bulunduğu, navlun borcu açısından ise BK'nın 89. maddesine göre davalı taşıyıcının ikametgahının bulunduğu İskenderun İcra Dairelerinin yetkili olduğu değerlendirildiğinden, sonuçta dava konusu icra takibinin yapıldığı İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkisiz olduğu gerekçesiyle icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ... şirketinin işbu davayı davalı ile taşıma sözleşmesi yapan dava dışı satıcıya halefen açmış olduğundan yetki itirazına ilişkin uyuşmazlığın çözümünde de bu sözleşmenin esas alınması gerektiği, HMK’nın 6. maddesi hükmü ile her davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılacağına ilişkin genel yetki kuralı getirildiği, 10. maddesinde de bu genel kural ile birlikte akdin ifa yeri mahkemesinin de yetkili olacağına ilişkin özel bir yetki kuralı öngörüldüğü, özel yetkinin genel yetkiyi ortadan kaldırmaz ise de onun yanında varlığını sürdüreceği, dolayısıyla davanın, davacının seçimine göre hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabileceği, davaya konu taşıma sözleşmesinin ifa yerinin varma yeri olan Fransa olduğu, davalı akdi taşıyıcının dava tarihi itibariyle şirket merkezinin adresi İskenderun, dava dışı sigortalının yerleşim yeri İzmir olmakla davalı aleyhine başlatılan icra takibi sırasında borca itirazları yanında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği, davacı ... şirketinin halefiyet hükümlerine göre sigortalısının yerleşim yerinde takip yapabilir ise de kendi yerleşim yerinde takip yapamayacağı, bu tespitlere göre, icra takibinin yapıldığı İstanbul Anadolu İcra Dairelerini yetkili kılan bir usul hükmü olmadığı, itirazın iptali davasında usulüne uygun biçimde yapılmış geçerli bir icra takibinin varlığının dava şartı olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.