13. Ceza Dairesi 2013/36295 E. , 2014/3 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 37/1, 142/1-a-b, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Hadım Asliye Ceza Mahkemesinin 21.04.2010 tarihli ve 2009/128 esas, 2010/19 sayılı kararına karşı Adalet bakanlığının 25.04.2013 gün ve 2013/6791/27358 sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2013 tarih ve 2013/156073 sayılı ihbarnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun"un 145. maddesinin uygulanma koşullarının yerleşik Yargıtay içtihatlarında "daha çoğunu alabilme imkanı varken daha azını almak" olarak nitelendirildiği de dikkate alındığında, suça sürüklenen çocuk ..."in, diğer suç ortakları olan suça sürüklenen çocuklar ile birlikte suçun işlendiği okula girmek suretiyle bilgisayar klavyesi ve mouse alma olanağı da olmasına rağmen sadece bir adet tel zımba ve alüminyum bant alarak dışarıya çıkmasından ibaret eyleminde, oluşa uygun şekilde hakkında 5237 sayılı Kanun"un 145. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde suça sürüklenen çocuğa ait bulunan ve aynı Mahkemece verilen 13.05.2008 tarihli ve 2008/6 esas, 2008/22 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının da nitelikli hırsızlık suçu olması ve suça sürüklenen çocuğun nitelikli hırsızlık suçu işleme eğilimi bulunduğu kabul edilmek suretiyle hakkında 5237 sayılı Kanun"un 145. maddesi uygulanmayarak yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunmasında, keza suça sürüklenen çocuğun sabıka kaydında gözüken ve aynı Mahkemece verilen 13.05.2008 tarihli ve 2008/6 esas, 2008/22 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının basıkaya esas olmayacağı ve suça sürüklenen çocuk hakkında yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceğinin düşünülmemesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.12.2007 gün ve 2007/2-267 E. 2007/271 K sayılı ve 07.04.2009 gün ve 2009/8-51 E. 2009/85 K sayılı kararlarında belirtildiği gibi;
Hükümdeki her hukuka aykırılık, kanun yararına bozmanın olağanüstü yasa yolu olması ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararı uyarınca, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakları alanlarına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar, bu olağanüstü yasa yoluna konu olamayacaktır.
İnceleme konusu somut olayda mahkeme "takdir hakkını kullanarak; hırsızlık konusunu oluşturan malın değeri az olarak kabul edilsede dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuğun nitelikli hırsızlık suçunu işleme eğilimi bulunduğu anlaşılmakla hakkında TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına; her ne kadar daha önce kasıtlı suçtan dolayı mahkumiyeti yok ise de, sabıkasında görülen ve mahkememizce verilen 2008/6 E, 2008/22 K sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu suçun da nitelikli hırsızlık olması nedeniyle suça sürüklenen çocuğun kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurulduğunda yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizce kanaate varılamaması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar vermiş, Adalet Bakanlığı"nca 5237 sayılı Kanunun 145. maddesinin uygulanması gerektiği ve 5231 sayılı Yasanın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceği gerekçeleriyle yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulmuştur. Mahkeme her iki konuda da takdir hakkını kullanarak anılan maddeler uyarınca uygulamama yapılmamasına karar verilmiştir. Hakime tanınan bu yetki keyfi ve sınırsız değil ise de, bu yetkinin kullanılmasındaki takdir yanılgısının olağanüstü bir yasa yolu olan, yasa yararına bozma konusu yapılması olanaklı değildir.
Açıklanan nedenlerle takdir hakkına giren konularda yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulamayacağından, Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin REDDİNE, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.