11. Hukuk Dairesi 2017/2856 E. , 2019/1817 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/01/2016 tarih ve 2011/600-2016/31 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi birleşen davada davalı Memişoğlu Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 05/03/2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan temlik alan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin Rusya"dan ithal ettiği toplam 2.008.023 kg. dökme çelik emtiasını 01/06/2011 tarihli Antrepo Hizmet Sözleşmesi ile davalı şirket tarafından işletilen antrepoya teslim ettiğini, davalının kendisine teslim olunan emtianın 542,00 tonunu bir çelik siloda, 1.466,00 tonunu da bir diğer çelik siloda sakladığını, daha sonra emtia üzerinde yapılan incelemede, yağmur suyuna maruz kalarak bozulmaya başladığının görüldüğünü, bu durumun mahkemece tespit ettirildiğini, davalının kusurlu eylemi ile emtianın zarara uğramasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 343.200,00 TL"nin faziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, davacı tarafça müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını savunarak, davanın reddini ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Temlik alan sigorta şirketi vekili, davacının, müvekkili şirketin sigortalısı olup, müvekkili tarafından zararı ödenerek haklarının temlik alındığını beyan etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında 01/06/2011 tarihli Antrepo Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, davalıya verilen hizmetin karşılığında fatura kesildiğini, ödeme yapılmaması üzerine aleyhine takip başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise, meydana geldiği iddia edilen hasarda müvekkilinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 2008 ton çeltik ürününün 542 ton ve 1466 ton olarak 09/06/2011 tarihinde iki ayrı siloya konulduktan sonra ürünün özelliği gözetilerek, mesleğinde uzman olduğu kabul edilen davalı depocunun en az 20 günde bir depoları kontrol etmesi gerektiği halde, 13/07/2011 tarihine kadar herhangi bir kontrol yapmadığı, halbuki BK"nın 463 ve 474. m. göre depocunun saklamak için teslim edilen emtiayı güvenli bir yerde koruma altına alarak özenle saklama ve emtiada ayrıca önlem alınmasını gerektirecek bir değişiklik olursa durumu imkan ölçüsünde saklatana bildirmek yükümlülüğü bulunduğu, bu yükümlülüğün saklanan emtianın özelliğine göre güvenle korunması için gerekli denetim ve gözetimlerin yapılmasını da içerdiği, davalının fazla ürün konulan siloya daha bir özenle yaklaşması ve onu daha sık kontrol etmesi gerektiği bilinciyle hareket etmesi gerektiği halde bu yükümlülüğünü ihlal ederek hasarın oluşmasına sebebiyet verdiğinden hasardan davalının tamamen sorumlu olduğu ancak hasarın ortaya çıkmasından sonra temlik eden davacının da gecikmeli hareket ederek ürünün siloda daha fazla kalmasına, dolayısıyla zararın artmasına sebebiyet verdiği ve bu halin 818 sayılı BK" nın 44. m. uyarınca zarar miktarından indirim yapılmasını gerektirdiği, %10 oranında indirimin hakkaniyete uygun olduğu, birleşen dosyada ise, davacı hasarlı ürünün tahliye edildiği tarihe kadar kira bedeli istemiş ise de, taraflar arasında yapılan 01/06/2011 tarihli ardiye sözleşmesinin iki ay süreli olduğu ve bu süre için belirlenen kira bedelinin 9.000,00 USD olduğu, bu kira bedelinin davacı tarafından her durumda talep edilebileceği, depodaki emtianın hasarlanması ile başlayan taraflar arasındaki uyuşmazlık sonucunda, emtianın kira sözleşmesi bitiminde teslim alınmayarak bir müddet daha depoda kalmış olmasının bu fazla süre nedeniyle depocuya kira bedeli talep etme hakkı vermeyeceği, çünkü sözleşme dışı devam eden sürede malın depoda kalmasına, depocu davacının kusurlu davranışının sebebiyet verdiği, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile, 317.202.84 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsili, birleşen davanın kısmen kabulü ile, davalının itirazının 9.000,00 USD alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, 6.324,48 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, reddedilen kısım yönünden davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, birleşen davada davalı Memişoğlu Ltd. Şti. vekili birleşen davada verilen kararı temyiz etmiştir.
1- Asıl dava, antrepo hizmet sözleşmesine dayalı hasar bedelinin tazmini, birleşen dava ise, anılan sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, her ne kadar herhangi bir havale içermese ve zabıtlarda ibraz edildiğine ilişkin bir tespit bulunmasa da dosya içerisinde birleşen dava konusu alacağın temlik edildiğine dair 18.09.2012 tarihli temliknamenin bulunduğu anlaşılmakla, bu husus aktif dava ehliyetine ilişkin dava şartı olup, davanın devamı boyunca bulunması ve mahkemece de re"sen nazara alınması gerektiğinden birleşen davada ibraz edilen temlikname göz önünde bulundurularak aktif dava ehliyetinin varlığı yönünden bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.