3. Hukuk Dairesi 2020/12258 E. , 2021/10923 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının kendisinden 11275 litre motorin aldığını, bu satış karşılığında davalıya fatura kesip akaryakıt alımına ilişkin poliçe niteliğinde belge ile birlikte teslim ettiğini, ödeme yapmayan davalının hakkında başlattığı takibe de itiraz ettiğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; aleyhine 1275 litre akaryakıt alımı nedeniyle borçlu olduğu iddia edilerek icra takibine geçildiğini, kendi tasarrufunda olan alımlardan 5475 litreye itiraz etmediğini ve icra takibindeki gerçek borcunu ödediğini; kendi tasarrufu olmayan veya usulüne uygun yetkilendirilen bir personelce belediyenin araçlarına veya ihtiyaçlarına harcanmak üzere alınmayan alımlara itiraz ettiğini, akaryakıtın belediyenin itfaiye garajında kurulu bulunan akaryakıt depolarına girişinin olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 14/12/2005 tarihli ve 2005/12085 Esas, 2005/18561 Karar sayılı kararıyla "...Bu nedenle davalı belediyede çalışan görevliler hakkında açılan ve davam etmekte olan ceza davasının sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. İtirazın iptali davalarında alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının haksız çıkması yanında kötüniyetli olarak da icra takibi yapması gerekir. Alacaklının takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı bir bozma nedenidir." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, bekletici mesele yapılan ceza davasında her ne kadar sanıkların delil yetersizliğinden beraatlerine karar verilmiş ise de, ceza mahkemelerince verilen delil yetersizliği nedeniyle beraat kararlarının hukuk mahkemeleri açısından bağlayıcı olmadığı, davacı şirketin dayandığı fatura ve veresiye fişlerine konu mazotların davalı belediyeye teslim edildiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı, belediye kayıtlarında da bu mazotların girişlerinin bulunmadığı, bu fatura ve fişlerin daha önce belediye tarafından karşılığı ödenen diğer fişler ile aynı nitelikte olmadığı, yalnızca alınan mazotun hangi amaçla kullanılacağının yazılmış olduğu, bu fişler üzerinde imzası bulunan belediye çalışanlarının mazot alımı ile ilgili yetkilerinin bulunmadığı, ayrıca fişlerde belirtilen mazot miktarlarının belediyenin sahip olduğu en
büyük aracın deposunun limitinin çok üzerinde olduğu, fişlerdeki seri numaraları ile tarihlerin birbirleri ile uyumlu olmadıkları, numarası daha küçük olan fişin tarihinin, numarası daha büyük olan fişin tarihinden daha öncesine denk gelmesi nedeniyle bu fişlerin sonradan düzenlendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın reddine, alacaklının takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı belediye; icra takibindeki gerçek borcunu ödediğini, kendi tasarrufu olmayan veya usulüne uygun yetkilendirilen bir personelce belediyenin araçlarına veya ihtiyaçlarına harcanmak üzere alınmayan alımlara itiraz ettiğini savunarak, dava konusu 5800 litre akaryakıta ilişkin borcu ödemeyi reddetmiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamından ceza yargılamasında beraat eden sanık... tarafından alınan akaryakıttan bir kısmının davalı belediyece kabul edildiği ve dava konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, davalı belediyenin çalışanına rücu imkanı bulunduğu da gözetilerek, dava konusu akaryakıtın davalı belediyece teslim alındığının kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi