7. Hukuk Dairesi 2015/7036 E. , 2016/5911 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde temizlikçi ve hasta bakıcı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde ise, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir
İspat hukukuna ilişkin ilkeler ulusal bayram genel tatil alacağı hususunda da geçerlidir.
Somut olayda davacı, davalı iş yerinde fazla çalışma yaptığını iddia etmiş, davacı tanıkları davacının sürekli olarak16.00-08.30 saatleri arasındaki gece vardiyasında, davalı tanıkları ise davacının kısa bir süre gündüz vardiyasında çalışmakla birlikte 16.00-08.00 saatleri arasındaki gece vardiyasında çalıştığı, şeklinde beyanda bulunduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ortalama tanık beyanlarına göre davacının sürekli gece vardiyasında 16.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Davalı tarafça davacının imzası bulunan işyeri puantaj kayıtlarının dosyaya sunulduğu, buna göre davacının çalışma saatlerinin yıl boyunca değişiklik gösterdiği, örneğin 2011 yılı Ocak ayında davacının 08.00-16.00 saatleri arasında çalıştığı görülmektedir. Bu halde yazılı belgenin aksi tanık delili ile değil ancak yazılı belge ile ispatlanabileceğinden fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının tanık deliline göre hesaplanması hatalıdır.
Mahkemece yapılacak iş fazla mesai ve genel tatil ücretlerini puantaj kayıtlarının denetime elverişli şekilde bire bir dökümü yapılmak suretiyle hesaplatmak ve alacakları bu miktar üzerinden hüküm altına almaktır.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3-Taraflar arasında ihbar tazminatına uygulanacak faiz konusunda uyuşmazlık söz konusudur.
İhbar tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz oranı değişen oranlara göre yasal faiz olmalıdır. Bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde faklı bir faiz türü öngörülmüşse, yasal faizin altında olmamak kaydıyla kararlaştırılan faiz uygulanır
Somut olayda davacı tarafından dava ve ıslah dilekçesinde ihbar tazminatının mevduat faiziyle tahsili talep edilmiştir. Talep dikkate alınarak ihbar tazminatına yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.