Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7649
Karar No: 2016/1742
Karar Tarihi: 16.02.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/7649 Esas 2016/1742 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/7649 E.  ,  2016/1742 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :.Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu... ve ...İnş. Teks. Gıda Tur. San ve Tic. Ltd. Şti aleyhine takip başlattıklarını, takibin sonuçsuz kaldığını ve borçluların alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adlarına kayıtlı taşınmazlarını diğer davalılara sattığını belirterek, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddia ve toplanan delillere göre, dava konusu 1594 ve 1595 nolu parsellerin, satış bedelleri ile raiç bedelleri arasında fahiş fark olduğundan bahisle davalı ... ve ... hakkında açılan davanın kabulüne, ... hakkındaki dava bedele dönüştüğünden 18.400 TL"nin davalı ..."ten tahsiline, 1590 nolu parselin ise 20.07.2006 tarihinde satıldığı İİK"nun 278/1 maddesinde ki 2 yıllık sürenin ihtiyati haciz kararının alındığı 22.12.2008 tarihi esas alınsa bile geçtiği, ayrıca anılan taşınmazın borçlu şirketin aktifinin önemli bir kısmını oluşturmadığından İİK"nun 280.maddesine de uygun olmadığından bahisle bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ... vekili tarafından temyizden sonra 23.05.2014 tarihli dilekçe ile vekaletnamesindeki yetkiye
    istinadan temyiz talebinden feragat ettiğinden, davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    2-Dava, İİK"nin 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    İİK"nin 278.maddesinde düzenlenen iptal nedenleri için açıklanan haciz veya aciz yahut iflastan evvelki 2 senelik süre, bu maddede öngörülen akrabalık ve bedel farkından dolayı iptal ile borçlunun kendisine yahut 3.bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartıyla irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri için belirlenen bir süre olup İİK"nin 280.maddesinde sayılan iptal nedenleri için uygulanmaz. Aynı Yasanın 280.maddesinde sayılan iptal nedenleri için ise 5 yıllık hak düşürücü süre (İİK md 284) içerisinde dava açılması mümkündür. Burada hemen belirtilmesi gerekir ki İİK"nin 278.maddesinde öngörülen süre hak düşürücü süre olmayıp ivazsız tasarufların butlanına ilişkin ve iptale tabi tasarrufun sınırını gösteren süredir.
    Somut olayda haciz veya aciz tarihi 20.07.2009 dir. Tasarruf ise 20.07.2006 tarihinde İİK"nin 278.maddesinde öngörülen 2 yıllık süre dışında yapılmıştır. Ancak davacı tarafından İİK"nin 278, 279 ve 280.maddelerinden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilecektir (YHGK"nun 25.11.1987 gün ve 1987/15-380 E-872 Karar sayılı kararı). Dosya içeriğinden dava konusu 1594 nolu parseli 21.11.1997 tarihinde borçlu..."den satın alan davalı Galip ile inceleme konusu 1590 nolu parseli davalı şirketten 20.07.2006 tarihinde satın alan davalı Selver"in adresleri aynıdır ve taşınmazın tapudaki satış bedeli gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmaktadır. Öte yandan mahkemece taşınmazın davalı borçlu şirketin malvarlığının önemli bir kısmını oluşturup oluşturmadığı yönünde rapor alınmış ancak rapor sonucu yanlış değerlendirilmiştir. Dava konusu taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri 300.000,00 TL olarak tesbit edilmiş Server vekili de taşınmazı 172.000,00 TL"ye alındığı-
    nı belirtmiş ve buna ilişkin dekont sunmuştur. Buna rağmen taşınmazın tapudaki satış değeri 50.000,00 TL esas alınarak borçlu şirketin aktif malvarlığına oranı %2,6 olarak değerlendirme yapılması hatalı olmuştur. Taşınmazın gerçek değeri 300.000,00 TL"nun borçlu şirketin aktif mal varlığına oranı ise %15,60 olup önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
    Tüm bu olgular birlikte değerledirildiğinde, taşınmazı satın alan üçüncü kişiler arasındaki yakın irtibat nedeni ile davalı Server"in borçlu şirketin amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olduğu gibi taşınmazın şirketin malvarlığının önemli bir kısmını oluşturduğundan dava konusu tasarrufun İİK 280/1.maddeler gereğince 5 yıllık süreye tabi olduğu, dava tarihi 20.02.2011 itibari ile 5 yıllık sürenin henüz dolmamış olması gözönüne alınarak ve İİK"nun 280.maddesine koşulların somut olayda gerçekleşmiş bulunmasına göre davanın bu taşınmaz yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece aksi yönde hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin Feragat nedeni ile reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı..."a geri verilmesine 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi