18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/23371 Karar No: 2016/6107 Karar Tarihi: 28.03.2016
Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/23371 Esas 2016/6107 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkum edilmiş ancak sanığın ölümü nedeniyle hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkeme, suçun unsurlarının gerçekleşmemesi nedeniyle sanık ...\"ın görevi yaptırmak için cebir veya tehdit unsurlarını taşımayan eyleminin bu suçu oluşturmadığına dikkat çekmiştir. Ayrıca, sanık için verilen takdiri hüküm açıklamasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. TCK'nın 64. maddesi, sanığın ölümü nedeniyle karar verilmesi zorunlu hale gelmiştir. TCK'nın 265. maddesi ise, görevi yaptırmamak için direnme suçunun seçenekli hareketli ve amaçlı bir fiil olduğunu belirtmiştir. Bu hareketin icra vasıtalarının cebir veya tehdit şeklindeki icrai davranışlarla yapılabileceği öngörülmekte ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı belirtilmektedir.
18. Ceza Dairesi 2015/23371 E. , 2016/6107 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme HÜKÜMLER : Mahkumiyet TEMYİZ EDENLER : Sanık ... müdafii ile sanık ... KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanık ..."ın 19.02.2016 tarihinde ölmüş olduğu anlaşıldığından, TCK"nın 64. maddesi uyarınca karar verilmesi zorunluluğu, 2- TCK"nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında, olay günü esrar bulundurdukları ihbarı üzerine müşteki polislerin sanıklar Can ve Nilay"ın kimlik kontrollerini yapmak istedikleri ancak sanıkların karşı koyduğu, ikaz üzerine de sanıkların “bizim hakim savcı tanıdığımız var sizi burdan sürdürürüz” şeklinde sözler söyledikleri, sanıklardan Can"ın müşteki polislere cebirde bulunmasına karşın, sanık ..."ın ilk başta ekip arabasına binmek istememesi dışında müşteki polislere karşı cebir veya tehditte bulunmadığı anlaşılmakla, sanık ..."ın, polis memurlarının görev yerini değiştirme yetkisinin bulunmaması da gözetildiğinde, sanık ..."ın eyleminde, tutanak içeriği ve müşteki polislerin beyanlarından, kamu görevlisine görevini yaptırmamak için gerçekleştirilen cebir veya tehdit eyleminde bulunulduğunun anlaşılamaması karşısında, direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarının gerçekleşmemesine rağmen sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, 3- Kabule göre de; sanık ..."ın kişilik özellikleri ile duruşmalardaki tutum ve davranışları olumlu görülerek cezasından takdiri indirim yapılması ile hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesi karşısında, adli sicil kaydı bulunmayan sanık ..."ın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “kişilik özellikleri ve suçtan pişmanlık duyduğuna dair bulgu elde edilemediğinden yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat oluşmadığı" biçimindeki, takdiri indirim ve seçenek yaptırım uygulamasıyla çelişen ve yerinde olmayan gerekçeye dayanılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ..."ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.