3. Hukuk Dairesi 2016/16630 E. , 2017/11267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 12/05/1981 tarihli sözleşme ile .... Tüzel kişiliğinden .... 1029 parsel sayılı taşınmazı köy senedi ile satın alarak bedelini ödediğini ve yerin hukuki ve fiili anlamda zilyetliğini kazanarak üzerine tesis yaptığını, bu arada davalı köy tüzel kişiliğinin dava konusu taşınmazın tapu kaydı adına olmadığı için tapuda devir vermediğini, daha sonra Hazineden devraldığını ancak tapu intikali yapmadığını, .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/270 E sayılı dosyasıyla meni müdahale davası açıldığını, davanın kendisi aleyhine neticelenerek kesinleştiğini, şu anda taşınmazdan tahliyesinin istendiğini, bin bir güçlükle temin ettiği para ile satın aldığı bu yeri o dönem mülkleri olmadığı halde bu yeri satan muhtar ve azaların hatalı davranışları ve buradan elde edilen bedeli kullanan köy tüzel kişiliğinin haksız kazançlar elde etmesine ve kendisinin mağdur olmasına sebep olduklarını, taşınmazın bedelini ödemesine rağmen sahibi olamadığını ileri sürerek, iyi niyetle yapmış olduğu muhdesatların değerinin ve gayrimenkulün alım satımından ve ödediği yer bedelinden dolayı yeniden değerleme yapılarak uğradığı zararlardan dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile 15.000 TL"lik alacağının faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın 818 sayılı Borçlar Kanununuu 125. maddesi gereğince zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine yönelik olarak verilen 24.12.2013 günlü ve 2010/409 E. 2013/468 K. sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 20.01.2015 günlü ve 2014/8677 E. 2015/1131 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece; .... Tüzel kişiliği tarafından davacı aleyhine açılan men-i müdahale davasında davacının muhtesatlar noktasında yaptığı masraflarla ilgili talep ettiği hapis hakkının iyiniyetli olarak kabul edilmediğinden tanınmadığı, kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığı, bu nedenle davacının iyiniyetli olmaması karşısında muhtesat bedeli ile ilgili olarak bedel ödenmesinin mümkün olmadığı, sözleşme bedelinin ise hükme esas alınan bilirkişi raporunda güncelleştirilmiş değerinin 485,60 TL olduğu, bu bedelin .... Tüzel kişiliğinin kapanması sonucu yasa gereği devredildiği .... Belediyesi tarafından ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın davalı ... yönünden kısmen kabulü ile 485,60 TL"nin davalı belediyeden tahsiline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ... Başkanlığının bütün, davacı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-TMK"nun 722. maddesi gereğince bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir.
Aynı Kanunun 723. maddesi gereğince malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyi niyetli değilse, hâkimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.
Somut olayda, davacı talebinde, ödemiş olduğu satış bedelinin tahsili yanında, davaya konu taşınmazı satın alması ve zilyetliği sonrasında taşınmaza yaptığı muhtesatların bedelini de istemiştir. Davacı aleyhine açılan .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/270 E. 2009/45 K. sayılı elatmanın önlenmesi davasında davanın kabulüne karar verildiği, söz konusu karar ile davacının iyiniyetli olmadığının kabul edildiği anlaşılmış, karar Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği görülmüştür.
Bu şartlar altında davacı, kendisine ait olmayan taşınmaz üzerine muhtesatlar yaptığı ve kesinleşen elatmanın önlenmesi davasında da davacının iyiniyetli olmadığının saptanması ile davacının yalnızca TMK"nın 723.maddesi gereğince asgari levazım bedelini talep edebileceği açıktır. Gerek öğreti gerekse sapma göstermeyen uygulama ile asgari levazım değerinin, yapı eklenti ve dikilenlerinin yapımında kullanılan tüm malzemenin işçilik ve yapımcı kârı gibi unsurlar gözetilmeksizin piyasadaki değerlerinden, yapım yılı ve yıllarına göre yıpranma payı düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde hesaplanacağı da benimsenmiş bulunmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece satış bedeli denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenmiş, davacının talebindeki muhtesatlarla ilgili mahkemece bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Öyle ise mahkemece; somut olayda davacının kötüniyetli olduğu dikkate alınarak, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular da dikkate alınarak, konusunda uzman bilirkişi kurulu vasıtası ile asgari levazim bedeli yönünden bir araştırma yapılarak, belirlenecek asgari levazım bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde, sadece satış bedelinin güncelleştirilmiş değerine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalı ... Başkanlığının bütün, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.