Esas No: 2021/2785
Karar No: 2022/4848
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2785 Esas 2022/4848 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı şirketin müdürünün ağır bir şekilde özen ve bağlılık yükümü ile kanunlar ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettiği veya şirketi iyi yönetemediği iddiasıyla açılan azil davası reddedildi. Davacı vekili, bu kararı temyiz etti ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, bozma kararı verdi. Davacı şirketin iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davaya ilk derece mahkemesinde ret kararı verildiği belirtilirken, yapılan yeni bilirkişi raporunun birbirini teyit ettiği ve davanın kanıtlanamadığı sonucuna varıldığı ifade edildi. Ancak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili maddelerine atıfta bulunarak, davanın yeniden incelenmesi gerektiğini vurguladı.
Kanun Maddeleri: Türk Ticaret Kanunu Madde 363, Türk Ticaret Kanunu Madde 367, Türk Ticaret Kanunu Madde 371.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05.11.2020 tarih ve 2019/257 E. - 2020/638 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...'in kardeş olduğunu, 28/12/2007 tarihinde davalı şirketi kurduklarını, gerçekte ortaklık paylarının eşit olmasına rağmen resmiyette davacıya % 5, davalıya % 95 pay verildiğini, davacının şirket kuruluşunda taşınmaz satışı yaparak % 50 sermaye koyduğunu, sonradan kalan % 45 payın devrini talep etmelerine rağmen bu devrin yapılmadığını, kâr payının dağıtılmadığını, kâr payı dağıtılmamasına rağmen davalı ...’in aynı dönemde bir çok değerli taşınmaz satın aldığını, şirket hesabından kendi nam ve hesabına paralar çektiğini, bu durumun aslen şirketin kâr payı dağıttığına delil olduğunu, davalı müdür ...'in şirketin içini boşalttığını, şirket ticari kayıtlarında yer almayan sahte faturalar ile şirket üzerinden vergi ziyaı oluşturup düşük vergiler ödendiğini, şirket menfaatine aykırı olarak şahıs firması şeklinde başka bir firma kurduğunu, bu durumun açıkça haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkilinin bilgi ve rızası dışında şirket sermayesini artırdığını ve bu artış ile şirkette alacaklı konuma geçtiğini, müvekkilinin şirkete 117.000,00 TL borç verdiğini, bu bedelin davalı ... tarafından kayıtlarda müvekkiline iade edilmiş gibi gösterildiğini, bu konu ile ilgili olarak açtıkları Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde halen derdest olan 2015/50 Esas sayılı dosya bulunduğunu ileri sürerek davalı ...’in müdürlükten azlini, davacının payının % 50 olduğunun tespiti ve tescilini, 50.000,00 TL kâr payının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar vekili, şirketin kurulduğu dönemde tek ortakla şirket kurulamadığından davacıya % 5 hisse verilerek şirketin kurulduğunu, davacının taşınmaz satarak ortak olduğu iddiasının gerçek olmadığını, verdiğini iddia ettiği ortaklık bedelinin ödendiğini gösteren makbuzları ibraz etmesi gerektiğini, davalı şirket ile ...’in kurduğu Şayir Kurumsal Dağıtım Hizmetleri A.Ş.’nin iştigal konularının aynı olmadığından haksız rekabetten söz edilemeyeceğini davacının şirketin işleri ile de ilgilenmediğini, kişisel husumetten dolayı davalılara zarar vermek amacıyla bu tür iddialarda bulunduğunu, müdürün azli konusunda şirkete husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayda davalı şirket müdürünün sunulan delillere göre özen ve bağlılık yükümü ile kanunlar ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerine ağır bir şekilde ihlal ettiği veya şirketi iyi yönetmek için gerekli yeteneği kaybettiği yönünde tam bir vicdani kanaate varılamadığı gerekçesiyle Ortaklık payının tespiti ve kar payının tahsiline ilişkin taleplerin kesinleşmiş olması nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava konusu olan şirket müdürlüğünden azil talebinin ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, Dairemizin bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporları sonucunda somut olayda davalı şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümü ile kanunlar ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiği veya şirketi iyi yönetemediği hususları ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, bozma öncesi alınan ilk bilirkişi raporu ile bozma sonrası alınan ikinci bilirkişi raporunun birbirini teyit ettiğinden söz edilerek davanın kanıtlanamadığı sonucuna varılmıştır. Ancak, bozma ilamı sonrası alınan 09.09.2020 tarihli ikinci bilirkişi raporunda bilirkişi heyetince, dava konusu edilen ve Dairemizin bozma ilamında gösterilen hususlarda rapor düzenlenebilmesi davalı ... Gsm Dağıtım San. Tic. Ltd. Şti.'nin bilançoları ile davadışı Turkcell A.Ş.'den davalı ... Gsm Dağıtım San. Tic. Ltd. Şti. ile ilgili bilanço kayıtlarının karşılaştırılması yapılması gerektiğinden dosyada davadışı Turkcell A.Ş. tarafından herhangi bir bilanço kaydına ilişkin bir belge ibra edilmemesi nedeniyle bir değerlendirme yapılamayacağı beyan edilmiştir. Dairemizin 19.02.2019 tarih 2017/4262 Esas, 2019/1312 Karar sayılı bozma ilamında belirtildiği şekilde davadışı Turkcell A.Ş.'den davalı ... Gsm Dağıtım San. Tic. Ltd. Şti. ile ilgili sınırlı olmak üzere inceleme yapılması için bilanço kayıtlarının getirtilerek davalı ... Gsm Dağıtım San. Tic. Ltd. Şti.'nin ticari defter ve kayıtlarındaki bilanço kayıtlarının karşılaştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.