3. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/17325 Karar No: 2017/11262 Karar Tarihi: 06.07.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/17325 Esas 2017/11262 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2016/17325 E. , 2017/11262 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, adi ortaklığın feshine dair talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, cezai şart alacağına ilişkin talebin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davalıya gerekçeli karar ve davacının temyiz dilekçesinin tebliği için çıkarılan tebligatlarda, tebliğ evrakının işyerinde daimi işçisi/memur/amiri olan bir kişiye yapıldığı, ancak tebliğ edildiği yazılan kişinin tebliğ evrakından okunamaması nedeniyle kim olduğu anlaşılamamaktadır.Bunun yanında tebliğ evraklarında muhatabın o yerde bulunmadığının yazılmadığı da görülmüştür. Ayrıca dosya içerisindeki diğer tebliğ evraklarının (daha önce gerek bozma öncesi gerek bozma sonrası) davalının aynı adresinde, kiminde aynı konutta oturan oğluna, kiminde aynı konutta daimi işçisine, kiminde işyerinde daimi işçisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 16.maddesi hükmüne göre, “kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinin birine yapılır”. Muhatap adına tebliği alacak kişinin, muhatap ile aynı konutta birlikte oturmuş, orayı adres olarak seçmiş olması gerekir. Tebligat Kanunu madde 16"da belirtilen şahıslara muhatap adına adli tebligatın yapılabilmesi için, muhatap o adreste olmakla beraber sadece tebligatın yapılacağı sırada orada bulunmaması gerekir, muhatabın tebliğ sırasında orada bulunmadığı saptanmadan tebligat yapılamaz. aksi halde yapılacak tebliğ, usulsüz olur. Yine aynı kanunun 17. maddesine göre belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılması gerekir.
Buna göre, gerekçeli karar ve davacının temyiz dilekçesinin tebliği için davalıya çıkarılan tebliğ evraklarının, hem tebligatların kime yapıldığının anlaşılamaması, hem de muhatabın o yerde bulunup bulunmadığının saptanmamış olması nedeniyle, 7201 sayılı Tebligat Kanunun 16. ve 17. maddelerine göre usulsüz olduğu anlaşılmakla, gerekçeli karar ve davacının temyiz dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın temyiz incelemesine esas olmak üzere Dairemize gönderilmesi için mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.