12. Hukuk Dairesi 2016/24660 E. , 2017/15473 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Birleştirilen Küçükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/775 Esas sayılı dosyası yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
İnceleme konusu karar, taşkın haciz şikayetine ilişkindir.
İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE),
2-Asıl dosyadaki usulsüz tebligat şikayetine ilişkin kararın yapılan temyiz incelemesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 30.09.2015 olarak düzeltilmesi talebinde bulunulduğu, mahkemece, borçlu adına tebligat yapılan ..."nin, ödeme emri tebliğ tarihi olan 21.05.2015 tarihinde davacının yanında çalıştığının SGK kayıtlarıyla tespit edildiği gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Tebligat Kanunu"nun 17. ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine göre; bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Bu durumda, muhatabın, tebliğ tarihinde adresinde geçici olarak bulunmadığı hususu tespit edilerek, tebligat mazbatasına şerh verilmesi gerekmekte olup, bu gereğin yerine getirilmemesi tebligatı usulsüz kılar.
Somut olayda, borçlu ...Kuyumculuk-... adına çıkarılan ödeme emrinin; "Aynı adreste oturan, çalışan ...."ye tebliğ edildi" şerhi düşülmek suretiyle 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tebliğ memurunun, borçlunun adresinde bulunup bulunmadığını tevsik etmeden tebliğ işlemini yaptığı görülmekle, anılan tebligat, yukarıda yazılan ilkeler uyarınca usulsüzdür.
7201 Sayılı Kanun"un 32. maddesi gereğince; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise, muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu"nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172 E.-107 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
O halde mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin kabul edilerek 7201 Sayılı Kanun"un 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.