8. Hukuk Dairesi 2011/7006 E. , 2012/3242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.08.2011 tarih ve 697/372 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 24.04.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı vekilleri, kadastro çalışmalarında Hazine adına tespit ve tescil edilen 436 ada 12 parsel sayılı taşınmazın kentsel sit alanında kalmış ise de, 2863 sayılı Yasada değişiklik yapan 5226 ve 5663 sayılı Yasalarla değişik hükümler gereğince Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurullarınca Birinci Gurup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derecede arkeolojik sit alanları dışında kalan sit alanlarındaki taşınmazların zilyetlikle iktisap edileceği mümkün bulunduğundan davalı adına olan tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine, kadastro tespitinin doğru olduğunu, dava konusu taşınmazın kentsel sit alanında kaldığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu yerin 2863 sayılı Yasanın 11. maddesinin 1. fıkrasının 2.cümlesinin 5663 sayılı Yasayla değiştirildiğinden ve bu nitelikteki yerlerin zilyetlikle iktisabı mümkün bulunduğundan davacının davasının kabulüne, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; dava konusu 436 ada 12 nolu parsele ilişkin kadastro tutanağı ve çap kaydı getirilmiştir. Bu yerin belgesizden 257.20 m2 olarak 11.4.2006 tarihinde Hazine adına tespit yapıldığı tespitin itirazsız olarak 14.9.2006 tarihinde kesinleştiği beyanlar hanesinde kullanıcının Mustafa oğlu ... olduğunun yazılı olduğu görülmüştür. 9.7.2004 tarihli haricen düzenlenen satış senedi dosyasındadır. Satıcıların Fadimana Avcı ve beş arkadaşı olduğu, alıcının ... (davacı) olduğu anlaşılmıştır. Yine 23.5.2000 tarihli harici satış senedi dosyadadır. Mahallinde keşif yapılmıştır. Yerel bilirkişi ile davacı tanıkları dinlenmiştir. Dava konusu yerin davacının satıcıları ve davacı tarafından eklemeli olarak 50 yıldan fazla zilyetlikleri altında olduğunu söylemişlerdir. Keşifte görevlendirilen bilirkişiler müştereken düzenledikleri 7.6.2011 tarihli rapor ve eki krokiyi dosyaya sunmuşlardır. Dava konusu taşınmaz üzerinde üç katlı betonarme ev bulunduğu açıklanmıştır. Arkeolog bilirkişi dava konusu yerin kentsel arkeolojik sit alanında kaldığını, kent dokusunun tarihi taş binalardan oluştuğu göz önünde bulundurulduğundan: betonarme yapıların kent dokusuna aykırı bir görünüm arzettiği, kentsel arkeolojik sit alanının esas amacının eski kent dokusunun korunması olduğu, rapor etmiştir. Betonarme yapıların görsel kirlilik oluşturacağı ve tarihi dokuya aykırı olduğundan betonarme yapının inşa edildiği tarih bakımından binanın silietlik şartlarının oluşmadığı rapor edilmiştir. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık kentsel arkeolojik sit alanında kalan taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olup olmadığında ve salt bina yapmanın ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceğinde toplanmaktadır.
Bilindiği üzere ve kural olarak özellikle Dairenin ve Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş içtihatlarına göre salt bina yapmak ekonomik amaca uygun zilyetlik kabul edilmemektedir. Eş anlatımla bina inşa etmek zilyetlikle kazanmak için yeterli değildir. Bundan öte kentsel arkeolojik sit alanında kalan yapılar: Dünya mirasıdır. Yani asıl amaç; eski kent dokusunun korunmasıdır. Bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken Dairenin ve Hukuk Genel kurulunun içtihatlarına aykırı olarak yazılı olduğu üzere kabul kararı verilmiş olması doğru olmamıştır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir, bu sebeplerle mahalli mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaatindeyim, Dairenin Sayın çoğunluğunun görüşlerine açıkladığım nedenlerle katılamıyorum 24.04.2012