Esas No: 2021/1012
Karar No: 2022/4871
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1012 Esas 2022/4871 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararın istinafı sonucu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi, davalının ALMİ markasını özel olarak oluşturduğunu ve davacının markası olan ALDI ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak davacı tarafın istinaf başvurusu sonucu Bölge Adliye Mahkemesi, ALDI ve ALMİ markaları arasındaki benzerlik ve davacının markasının tanınmış marka niteliğinde olmasının göz önüne alınmasıyla davalının ALMİ ibaresinin markayı tanınmışlığından haksız yararlanmaya yol açacağına karar vermiştir. Bu nedenle, davalıya ait ALMİ markanın hükümsüzlüğüne, TPMK sicilinden terkinine, davacıya ait ALDI markasına yönelik tecavüzün tüm unsurlarının ortadan kaldırılmasına, davalının ALMİ ibaresinin tanıtım araçlarında kullanmasının önlenmesine ve yasaklanmasına karar verilmiştir. Karara karşı yapılan temyiz istemi reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesi
-
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13.07.2017 tarih ve 2016/215 E- 2017/127 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nce verilen 13.11.2020 tarih ve 2020/93 E- 2020/302 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ve dahil olduğu şirketler grubunun Almanya'da 1962 yılından bu yana faaliyet gösteren ucuzluk marketi sektöründe mağazalar zinciri topluluğu olduğunu, ticari faaliyetleri kapsamında “ALDI” unvanını ve markasını taşıyan süpermarketlerinde diğer pek çok mal ve ürün yanında “ALDI” markasını taşıyan malları da piyasaya sunduğunu, “ALDI” markasının Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/05/2013 tarih, 2012/141 Esas ve 2013/90 Karar sayılı kararı ile tanınmış marka olarak özel02483 koduyla tescil ettirilmek suretiyle 09/12/2014 tarihi itibariyle özel marka statüsü altında koruma altına alındığını, davalının, müvekkilinin tescilli ve tanınmış markası olan “ALDI” ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olan ve bu marka ile iltibas oluşturan “ALMİ” ibaresini 18/02/2013 tarihinde 2011/85803 tescil numarası ile 25 ve 35. sınıflarda tescil ettirdiği tüm sınıfların müvekkilinin TPMK nezdinde korunmakta olan ALDI markasınının tescilli olduğu sınıflar olduğunu, davalının ALDI markası ile iltibas yaratan ALMİ markasını ticari faaliyetinde kullanması ve davalının ilgili marka kullanımı ile yapacağı reklam, broşür, torba vs basımı gibi tüm faaliyetlerinin ve bu materyallerin, müvekkilinin marka hakkını ihlal edeceğini, müvekkili adına tescilli ve tanınmış “ALDI” markası dolayısıyla, tanınmış markaya sağlanan haklardan yararlanması nedeniyle ve ayrıca tanınmış markalara sağlanan korumalara ilaveten KHK’nın 42/1. maddesi atfı doğrultusunda 7/B maddesi gereği davalıya ait “ALMİ” markasının hükümsüz kılınması gerektiğini iddia ederek, davalı adına 2011/85803 sayı ile tescilli “ALMİ” markasının KHK’nın 42. maddesi gereğince hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, davalının müvekkilinin ALDI markasına yönelik tecavüzünün tüm unsurlarının ortadan kaldırılmasını, bu kapsamda davalının ALMİ ibaresinin tanıtım araçlarında kullanmasının önlenmesi ve yasaklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı markasının tanınmış olmasının tek başına müvekkili adına tescil edilen markanın hükümsüz sayılması için yeterli olmadığını, müvekkili markası ile davacının markası arasında iltibasın, karıştırılma ihtimalinin herhangi bir anlamsal ve işitsel benzerlik bulunmadığını, ayrıca müvekkili ile davacı yanın faaliyet alanında kullandığı ürünlerin karıştırılma ihtimalinin de olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı yanın ALDI ibareli markasının davalının hükümsüzlüğü istenilen markasının tescilli olduğu sınıfları kapsamakta ve sunulan mahkeme kararları ve TPMK Markalar Dairesi Başkanlığı yazısı ile de davalının başvurusundan önce tanınmış marka niteliğinde olduğu görülmekte ise de, ALDI markasının davalının ALMİ markası ile iltibas oluşturup oluşturmayacağı hususunun incelenmesi sonucu uyuşmazlığın çözülebilecek olduğu, davalının ALMİ ibareli markasının özel olarak oluşturulmuş fantezi bir kelime olduğu, zira Türkçede ya da bir başka dilde karşılığı araştırılmış ise de, google arama motorunda net anlam içerdiğine dair somut bir bulguya varılamadığı, ALDI markasının da davacı tarafından oluşturulmuş yine fantezi bir ibare olup, iki marka arasında ortak benzerliklerin her ikisinin de 4 harften oluşması ve ilk iki harfinin aynı olduğu, markaların iltibas tehlikesinin olup olmadığının belirlenmesi aşamasında bütünsel olarak değerlendirileceği, iki ibarenin telaffuzunda benzerlik bulunmadığı, görsel ve işaretsel anlamda da ALDI ve ALMİ kelimelerinin birbiriyle karıştırılma ihtimalinin olmadığı, davalının markasının tescilli olduğu sınıflar ile davacının markalarının bu sınıflardaki tescilli emtiaları tüketecek olan ve orta düzeyde tüketici olarak adlandırılacak kitlenin markaları karıştırma ve dolayısıyla işletmeler arasında bağlantı kurma ihtimali de olmadığı, her ne kadar marka tanınmış olsa da, davacı markasının Türkiye'de bilinirliği sadece mağazacılık sektöründe olup, davalının markasının tescilli olduğu ürünlerin bulunduğu sektörde yoğun olmadığı, bu halde de, davacı markası ile davalının markasının iltibas oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının markası ALDI, davalının markası ile ALMİ biçiminde olmakla birlikte her iki markanın üçüncü harfi farklı olmasına rağmen okunuşları, telaffuzları büyük ölçüde aynıdır. ALDA ile ALDI sözcükleri işitsel anlamda çok büyük ölçüde benzer olduğu, ALMİ ibaresinin Türkçe de bitişik yazıldığı şekliyle herhangi bir anlamı mevcut olmayıp, bu markanın davalı tarafından tescilinde de herhangi bir zorunluluk bulunmadığından bu tescilin davacı markası ile benzerlik yaratılması amacına yönelik olduğu ,ortalama bir tüketici gözüyle bütünsel olarak bakıldığında ve global değerlendirme yapıldığında davacının tanınmış nitelikteki ve aynı zamanda Türkiye de TPMK nezdinde tescile konu ALDI markası ile davalıya ait olup hükümsüzlüğü istenen ALMİ markasının yazılış ve harf karakterlerinin de hemen hemen aynı olduğu, davalıya ait markada davacının markasında farklılık yaratacak herhangi bir unsurun bulunmadığı, her iki markanın büyük ölçüde benzer olduğu, ortalama düzeydeki tüketici zihninde karışıklığa yol açacağı, davacının markasının yukarıda açıklandığı üzere tanınmış marka niteliğinde olduğu dikkate alınarak, davalının ALMİ biçimindeki marka tescilinin ve davacının tanınmışlığından haksız yararlanmaya yol açacağı, davalının haksız menfaat elde edeceği, ALDI markasının ayırt
ediciliğinin bu tescil nedeniyle zedeleneceği ve marka itibarının da zarar göreceği, böylece 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinde yazılı hallerin somut olayda gerçekleştiği grekçesiyle davalıya ait 2011/85803 nolu markanın 556 sayılı KHK’nın 42/1-b maddesi gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı bulunmuş HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davanın kabulüyle davalı adına tescilli 2011/85803 marka nolu ALMİ ibareli markanın hükümsüzlüğüne, TPMK sicilinden terkinine, davacıya ait ALDI markasına yönelik tecavüzün tüm unsurlarının ortadan kaldırılmasına, davalının ALMİ ibaresini tanıtım araçlarında kullanmasının önlenmesine ve yasaklanmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.