15. Ceza Dairesi 2014/22919 E. , 2017/7476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 52/2, 52/4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK"nın 186/1, 52/2, 52/4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın ..... ve Tüp Ticareti adı altında işyerinin bulunduğu, katılan hastanenin bu işyerinden .... markası ile damacana su almak için anlaşma yaptığı, ancak hastahaneye verilen suyun tadının farklı gelmesi üzerine yaptırılan incelemelerde sanığın gerçekte ... olmayan, sonradan doldurulan ve içeriği itibari ile de insan sağlığı için tehlikeli olabilecek suyu sattığının tespit edildiği, bu suretle sanığın atılı suçları işlediği beyanlar, raporlar ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı dolandırıcılık suçunu birden fazla işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, 14/03/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında, dolandırıcılık ve bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin, sanığın eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 157/1. madde ve fıkrasında düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturması nedeniyle bozulması gerekirken onanmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;
Dosya kapsamı ve anlatımlardan, .... markasını pazarlamak üzere işyeri bulunan sanığın olay tarihinde suçtan zarar gören Hastane’ye ..... markası basılı damacana su sattığı, suyun tadının farklı gelmesi üzerine yaptırılan incelemede gerçekte .... olmayıp sonradan doldurulan ve içeriği itibariyle de insan sağlığı açısından tehlikeli olabileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrası "Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir." Yine TCK.nun 44. maddesi “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” hükmünü içermektedir.
Dosya kapsamı, toplanan deliller, 5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrasında "Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir." şeklindeki düzenleme ve TCK.nun 44. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kastının açıkça gerçekte .... olmayıp kendisinin doldurduğu damacana suyu satarak hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun zararına kendine yarar sağlamak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemek olduğu, ancak bu eylemi sonucu ayrıca TCK.nun 186/1. maddesinin de ihlal edildiği, .... yerine kendisinin su doldurması dışında ayrıca başka bir eyleminin bulunmadığı, TCK.nun 44. maddesi uyarınca da işlenen bir fiilin birden fazla suçun oluşmasına neden olması halinde en ağırından ceza verileceğine ilişkin düzenleme karşısında, sadece en ağır yaptırımı içeren TCK.nun 157/1. madde ve fıkrasından cezalandırılması yerine ayrıca TCK.nun 186/1. maddesindende cezalandırılması suretiyle fazla ceza tayini gerekçesiyle bozulması yerine, her iki maddeden kurulan usul ve yasaya uygun olmayan yerel mahkeme kararlarının onanması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 14.03.2017