
Esas No: 2020/16742
Karar No: 2021/7042
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16742 Esas 2021/7042 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkeme : 31. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-... Üniversitesi Tıp Fakültesinin 29.09.2015 tarih ve 4728 sayılı yazısı ile sanığın madde kullanımına devam ettiğinin bildirildiği anlışıldığından, sözü edilen uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımının tespitine ilişkin tetkik sonuçlarının fiziki olarak aslı ya da onaylı örneğinin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı değerlendirilip karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe kanunun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
3-Sanık hakkında, daha önce 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı verildiği, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığından ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik
tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra, işlemiş iseler 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davaların düşmesine” ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararı veren ilgili mahkemeye ihbarda bulunulmasına karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3- ... Üniversitesi Tıp Fakültesinin 06.05.2015 tarih ve 2207 sayılı yazısı ile, “kişinin tedavi programının gereklerini yerine getirmediği ve tedavi programının olumsuz sonuçlandığının” bildirilmesi üzerine sanığın uyarıldığı, bahsi geçen hastane yazısından uyumsuzluğun ne şekilde gerçekleştirildiği anlaşılmadığından; sanığın ne suretle tedaviye uyumsuzluk gösterdiğinin araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi,
4-TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden; duruşma için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebligatı yapılmadan ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
5-5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesi bir tasfiye maddesi olup madde bütünüyle dikkate alındığında, 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra, devam eden kovuşturmalarda izlenecek yol açıkça belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişiyle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceği emredici hüküm olarak düzenlenmiştir. 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2.fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinden sonra aynı zamanda denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanacağı veya uygulanabileceğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş, sadece hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişiyle ilgili olarak 191. madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.
... 10. Sulh Ceza Ceza Mahkemesinin 21/11/2014 gün-2014/596 Esas esas ev 2014/368 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddesi yollaması ile 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi kapsamında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı zamanda sanık hakkında 5237 sayılı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
6545 sayılı Kanun’un 191/3. maddesindeki "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir." şeklindeki düzenleme de dikkate alınarak yukarıda açıklanan nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2.fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, aynı zamanda sanığın 5237 sayılı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ilişkin verilen tedbir kararının gereklerine uygun davranmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
5- Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3.fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
6- 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve hükümden sonra 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07.06.2021 tarihinde Üye ... ve Üye ..."un karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Sanığın temyiz itirazları üzerine yapılan inceleme neticesinde; ... 31.Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2015 gün-2015/924 esas ve 2015/918 sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
... 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/11/2014 tarih, 2014/596 esas ve 2014/368 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı yasa ile 5320 sayılı yasaya eklenen geçici 7. madde ve TCK"nın 6545 sayılı yasa ile değişik 191. maddesi nazara alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 6545 sayılı yasa ile değişik TCK" nın 191/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
... 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2015 tarih 2015/924 esas ve 2015/918 sayılı kararı ile ise; sanık hakkındaki 1 yıllık denetimli serbestlik tedbirinin ihlal edildiğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
01/06/2005 tarihinden itibaren kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçlarını düzenleyen 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesindeki ilk düzenleme, günümüze kadar yapılan değişiklikler ve yapılan düzenlemelerin uygulamaya yansıması kısaca değerlendirildiğinde;
5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin ilk düzenlendiği haliyle, sanık hakkında TCK"nın 191/1. maddesi gereğince öngörülen hapis cezasına, kişi sadece uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmak için bulunduruyor ise, TCK"nın 191. maddesinin 2 ve 4. fıkralarına göre 1 yıl süre ile hakkında denetimli serbestlik tedbirine; uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanması halinde ise, TCK"nın 191. maddesinin 2 ve 4. fıkralarına göre tedaviye ve tedavinin sona erdiği tarihten itibaren 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hüküm verilip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uygun davranması halinde, açık hüküm olmamakla birlikte TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası gereğince verilen hapis cezasının infaz edilmiş sayılmasına, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin gereği sanık tarafından yerine getirilmediği takdirde verilen hapis cezasının TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası gereğince mahkemece aynen infazına karar verilmesi gerekmekteydi.
TCK"nın 191. maddesinde, 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı yasayla yapılan değişiklikle yargılamayı yapan mahkemeye takdir hakkı getirilmiştir. Yargılamayı yapan mahkemenin 5560 sayılı yasa ile değişik TCK"nın 191/1. maddesine göre; öngörülen hapis cezasına, TCK"nın 191. maddesinin 6. fıkrasına göre aynı maddenin 2 ve 4. fıkraları gereğince 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine, tedaviye hükmedilmesi halinde ise, tedavi sona erdikten sonra 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri süresince verilen hapis cezasının ertelenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin gereklerine uygun davranması halinde TCK"nın 191/7. maddesi gereğince cezanın infaz edilmiş sayılmasına ve aksi halde cezanın aynen infaz edileceğine dair ihtarat yapılarak karar verme yetkisi söz konusu idi.
Görevli mahkemece, takdir hakkı hapisten yana kullanılmayıp uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında; 5560 sayılı yasa ile değişik TCK"nın 191/2. maddesi gereğince doğrudan tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; uyuşturucu maddeyi satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında ise, denetimli serbestlik tedbirlerine, 191/4. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi hakkında bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi hakkında ise, tedavinin sona erdiği tarihten itibaren bir yıl denetimli serbestlik tedbirine ve gerek görüldüğü takdirde denetimli serbestlik tedbirinin uzatılmasına karar verilebileceği, ancak sürenin üç yıldan fazla olamayacağı, kişi tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin
gereklerine uygun davrandığı takdirde, TCK"nın 191/5 ve CMK"nın 223/8. maddelerine göre kişi hakında açılan davanın düşmesine, aksi halde davaya devamla TCK"nın 191/1. maddesi gereğince kişinin hapis cezası ile cezalandırılması yönünde karar verilmesi gerekiyordu.
5560 sayılı yasa ile değişik TCK"nın 191/6. maddesinde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebilmesi için kişi hakkında daha evvel denetimli serbestlik tedbiri verilmemiş olması ön koşulu getirilmiş olup Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/05/2013 tarihli 2012/10-1536 esas ve 2013/251 sayılı kararı gereğince mahkeme, kişi hakında doğrudan 5560 sayılı yasa ile değişik TCK"nın 191/1. maddesi gereğince hapis cezası verme takdir hakkına da sahipti.
6545 sayılı yasa ile TCK"nın 191/1. maddesi yeniden düzenlenmiş ve köklü değişikliğe gidilmiştir. 6545 sayılı yasa ile değişik TCK"nın 191/1. maddesine göre cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmadan önce Cumhuriyet savcısına, TCK"nın 191/3. maddesine göre CMK"nın 171. maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, 191/2. maddesi gereğince bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine, Cumhuriyet savcılığınca gerekli görüldüğü takdirde denetimli serbestlik tedbirinin bir yılı geçmemek üzere üçer aylık sürelerle uzatılmasına ve Cumhuriyet savcılığınca gerekli görülmesi halinde belirlenen süre içerisinde tedaviye tabi tutma yetkisi verilmiştir. Cumhuriyet savcısı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verirken belirlenen beş yıllık süre içerisinde kişi hakkında bir yıl denetimli serbestlik tedbirine karar vermek zorundadır. Bu hususta takdir hakkı yoktur. Gerekli gördüğü takdirde tedavi tedbirine karar verebilir. Bu hususta Cumhuriyet savcısının takdir hakkı bulunmaktadır.
Hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilen kişinin, kararın kesinleştiği tarihten itibaren belirlenen beş yıllık erteleme süre içersinde; a) kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde TCK"nın 191/4. maddesi gereğince kişi hakkında kamu davasının açılacağı yönünde düzenlemeye gidilmiştir.
TCK"nın 191/5. maddesine göre, erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılacak ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmayacaktır.
TCK"nın 191/4. maddesine göre, belirlenen beş yıllık kamu davasının açılmasının ertelenmesi süresi içerisinde ihlal gerçekleşip kişi hakkında kamu davası açıldıktan sonra kişinin tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması halinde TCK"nın 191/6. maddesi gereğince TCK"nın 191/2. maddesinde düzenlenen kamu davasının açılmasının ertelenmesine gerek görülmeden doğrudan kamu davası açılacaktır.
Görüldüğü üzere kanun koyucu yeni düzenleme ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi müessesesi getirerek kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, bulundurma, kabul etme ya da kullanma suçlarında kovuşturma şartı öngörmüştür.
Yapılan yeni düzenlemeler karşısında 6545 sayılı yasanın yürürlük tarihi olan 28/06/2014 tarihinden önce uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmak için satın alma, kabul etme, bulundurma veya kullanma suçları nedeniyle kamu davası açılması halinde nasıl bir yol izleneceği hususunda kanun koyucu iki şekilde düzenlemeye gitmiştir:
1) TCK"nın 191/8. maddesinde yapılan düzenlemede; a) TCK"nın 188. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, b) TCK"nın 190. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde suçun münhasıran TCK"nın 191/1. maddesinde düzenlenen
suçu oluşturduğuna kanaat getirilmesi halinde kişi hakkında TCK"nın 191. maddesinde düzenlenen hükümler çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceği; TCK"nın 191/9. maddesine göre ise TCK"nın 191. maddesinde aksine hüküm bulunmayan hallerde CMK"nın kamu davasının ertelenmesini düzenleyen 171. maddesindeki veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını düzenleyen 231. maddesindeki hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür.
6545 sayılı yasanın yürürlüğe girmesiyle suç tarihine bakılmaksızın;
a) TCK"nın 188. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b)TCK"nın 190. maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçunun işlendiğinden bahis açılan kamu davalarında, yapılan yargılama sırasında suçun münhasıran TCK"nın 191. madde kapsamında kaldığı kanaatine varılması halinde, suç tarihi itibariyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi şartları varsa TCK"nın 191/8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, TCK"nın 191/5. maddesine göre kovuşturma yapılamayacak bir fiil var ise yani önceki kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da kullanma suçunun ihlali niteliğinde bir fiil var ise, CMK"nın 223/8. maddesi gereğince açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi, fiil TCK"nın 191/6. maddesinde düzenlenen münferit suçu oluşturuyor ise, yargılamaya devamla TCK"nın 191. maddesi gereğince hüküm kurulması gerekmektedir.
2) 6545 sayılı yasa ile 5320 sayılı yasaya geçici madde eklenerek 5320 sayılı yasanın geçici 7/1-2. maddesinde düzenleme yapılmıştır.
5320 sayılı yasanın geçici 7. maddesinde;
a)Bu kanunun yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihi itibariyle TCK"nın 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında halen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından TCK"nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlere devam edileceği,
b)Bu kanunun yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihi itibariyle TCK"nın 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişiyle ilgili olarak TCK"nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceği, düzenlenmiştir. Burada yargılamayı yapan mahkemeye takdir hakkı tanınmamıştır.
5320 sayılı yasanın 7/1. maddesindeki "...bu suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda hakkında halen denetimli serbestlik veya tedavi uygulananlar bakımından TCK"nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerin uygulanmasına devam edilir" ve 5320 sayılı yasanın 7/2. maddesindeki "...hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişiyle ilgili olarak TCK"nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir" düzenlemeleri ile 5560 sayılı yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 6. fıkrasının son cümlesinde "....kişi hakkında bu suç nedeniyle önceden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmemiş olması gerekir" hükümleri karşılaştırıldığında, kanun koyucunun tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasına öncelik verdiği ve kanunda düzenlenen tedbirlerin bir kez uygulanmasını murat ettiği anlaşılmaktadır.
5320 sayılı yasanın geçici 7/1. maddesine göre; "Bu kanunun yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihi itibariyle TCK"nın 191. maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında halen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından TCK"nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlere devam edilir" şeklinde düzenlemeye gidilerek denetimli serbestlik veya tedavi kararı altına alınanlar
hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamı dışında bırakarak kişi hakkında mükerrer tedbir kararı verilmesinin önüne geçilmek istenmiştir.
Yapılan açıklamalar kapsamında temyiz istemine konu olan ... 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2015 tarih 2015/924 esas ve 2015/918 sayılı kararı ile ... 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/11/2014 tarih 2014/596 esas ve 2014/368 sayılı kararı değerlendirildiğinde;
... 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/11/2014 tarih, 2014/596 esas ve 2014/368 sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu, Mahkemece, 5320 sayılı yasanın 7. maddesindeki amir hüküm gereği verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 6545 sayılı yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesindeki hükümler çerçevesinde kişi hakkında beş yıl denetim süresi belirlenmesine, bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine ve yasal ihtarların yapılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, kişi hakkında hüküm kurulurken 6545 sayılı yasa ile değişik TCK"nın 191. maddesinde düzenlenen kamu davasının açılmasının ertelenmesi sisteminin yürürlüğe girmesinden önce TCK"nın 191. maddesi kapsamında kalan suçlar nedeniyle açılan kamu davasında 5320 sayılı yasanın 7/2. maddesindeki amir hükmü gereğince kişi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek kanun hükümleri bire bir uygulanmıştır. Mahkemece uygulama yapılırken yasanın amir hükmü yerine getirilmiştir. Yasa gereği mahkeme kişi hakkında tedaviye hükmedip etmeme hususundaki takdir hakkını tedbirin uygulanması yönünde tecelli ettirmiştir.
... 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2015 gün-2015/924 esas ve 2015/918 sayılı kararına yönelik yapılan değerlendirmede ise; Mahkemenin incelemeye konu kararında, denetimli serbestlik tedbirine uyulmadığı gerekçesiyle sanık hakkında hükmün açıklanmasına karar verdiği ve kararın bu yönüyle usul ve yasaya uygun olduğu görülmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ... 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2015 gün-2015/924 esas ve 2015/918 sayılı kararına yönelik temyiz istemlerinin kabulü ile 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, aynı zamanda sanığın 5237 sayılı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ve uygulanmasına karar verilen tedbir kararının gereklerine sanığın uygun davranmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmak mümkün görülmemiştir. 07.06.2021
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.