23. Hukuk Dairesi 2012/2877 E. , 2012/4718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin olarak Dairemizin 23.01.2012 gün ve 2011/5011 Esas 2012/264 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin taşınmazına davalı kooperatifin derin ark açarak 900 m²"lik kısmını kullanılamaz hale getirdiğini ileri sürerek, davalının taşınmaza müdahalesinin men"ine ve yapılan arkın kapatılarak eski hale getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Köy Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 1989 yılında yapımı tamamlanan beton arkın davacının taşınmazına ulaşmadan bitirildiği, beton kanallardan gelen suların davacının taşınmazına zarar verdiği, davacının tarlası içerisindeki toprak arktan doğan zarardan davalı kooperatifin sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının müdahalesinin men"ine, 1.000,00 TL eski hale getirme tazminatı ile 195.00 TL maddi zararın davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 23.01.2012 tarih, 2011/5011 E. 2012/264 K. sayılı ilamıyla, “Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce 1989 yılında yapılan ve davacının parselinin başına kadar getirilen beton sulama kanalının, davacıya ait 765 parsel sayılı taşınmazdan geçirilmediği için kanaldan gelen suların davacının tarlasına ve komşu taşınmazlara zarar vermemesi amacıyla davacının tarlası içerisinden açılan toprak arkın, davacının tarlasına zarar verme kasdıyla açılmadığının anlaşılması karşısında, davacının işbu davayı açmakta T.M.K. 2.maddesindeki iyiniyet kuralları kapsamında korunmaya değer hukuki yararı bulunmadığı gözardı edilerek davanın reddi yerine yanılgılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi” ve “davacının maddi tazminat talebi olmamasına rağmen HUMK 74 (HMK 26) maddesini ihlal eder şekilde talep aşılarak maddi tazminata hükmolunması” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, davacı taşınmazına vaki müdahalenin men’i ile eski hale getirilmesi istemlerine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 35. maddesi, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz” hükmünü, "Mülkiyet hakkının içeriği" başlıklı TMK’nun 683/2. maddesi, “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” hükmünü düzenlenmiştir.
HUMK’nun 382 ve devamı maddelerinde ve 6100 sayılı HMK"nın 297 ve devamı maddelerinde, hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, hükmün açık, anlaşılır, şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması gerekmektedir.
Yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile müdahalenin men’ine, 1.000,00 TL eski hale getirme, 195,00 TL davacının maddi zararının tazminine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 23.01.2012 tarih, 2011/5011 E. 2012/264 K. sayılı ilamıyla yukarıda anılan nedenlerle bozulmuştur.
... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 765 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, dava dışı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce yapılan beton sulama kanalının davacı taşınmazına kadar geldiği, sulama kanalının tahliye sisteminin olmaması nedeniyle davacıya ait taşınmaza beton kanaldan gelen fazlalık suyun boşaldığı, bu nedenle de davalı kooperatifin davalıya ait taşınmaz üzerinde 1 metre eninde ve 130 m. uzunluğunda ark yaptığı, ark boyunca davacının bir kısım yerinin daha kullanılmaz hale geldiği, beton kanaldan gelen fazlalık suyun bu arktan geçerek davacı taşınmazının yanında bulunan dereye boşaldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar ışığında, davacının taşınmazına davalı tarafça el atılan kısmın açıkça belirlenip, gerektiğinde fen bilirkişisinden bu hususta ek rapor alınmak suretiyle davacı taşınmazına vaki müdahalenin önlenmesi yönündeki hükmün infazı kabil bir şekilde kurulması gerekirken, talep te aşılarak "taşınmaza yapılan müdahalenin men"ine" şeklinde karar verilmesi doğru olmamış, kararın yapılan bu açıklamalar ve anılan Dairemiz kararında belirtildiği gibi, HUMK’nun 74. (HMK’nun 26) maddesi çerçevesinde bozulması gerekmiş ise de, davanın reddedilmesi gerektiğinden bahisle mahal mahkeme kararının bozulmasına ilişkin Dairemiz kararı doğru olmamış, Dairemizin 23.01.2012 tarih, 201/5011 E. 2012/264 K. sayılı ilamının HUMK’nun 74. maddesi ile ilgili gerekçe kısmı (HMK’nun 26) dışında kalan bölümü kaldırılarak, yukarıda açıklanan gerekçelerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 23.01.2012 tarih, 201/5011 E. 2012/264 K. sayılı kararı kısmen kaldırılarak, mahalli mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 06.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.