23. Ceza Dairesi 2016/8319 E. , 2016/6218 K.
"İçtihat Metni" Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanık ..."nın, TCK"nın 158/1-d. maddesi gereğince 10 ay hapis ve 5000 TL adli para cezası, TCK"nın 204/1 maddesi gereğince ise 1 yıl 8 ay hapis ile cezalandırılmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 26/10/2011 tarihli ve 2011/160 esas, 2011/347 sayılı karar lehine vaki temyiz istemi üzerine bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 27/06/2013 tarih ve 2012/21119 sayılı tebliğnamesi ile dairemize gönderilmiş, Dairemizin 07/10/2015 tarih ve 2015/3192 Esas, 2015/4837 sayılı kararıyla hükümlerin onamasına karar verilmiştir.
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un yürürlüğe girmesi üzerine anılan Kanun"un 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazının dayanakları bakımından yapılan incelemede:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,
Dairemizin 07.10.2015 gün ve 2015/3192 esas 2015/4837 sayılı kararının KALDIRILMASINA, karar verilerek yapılan incelemede;
Sanığın katılanın imzasını taklit ederek düzenlediği 13.100 TL bedelli sahte bonoyu icraya koymak suretiyle resme belgede sahtecilik ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını iddia edilen olayda;
1-Sanığın aşamalardaki savunmasında atılı suçunu inkar etmiş olması ve suça konu senedin 13.000 TL tutarında olmasına karşılık 7.000 TL"lik alacağına karşılık icra takibi başlatmış olması İcra Hakimliğince itirazın incelenmesi sırasında tanzim edilen 07.04.2008 tarihli ilk raporda senet üzerindeki borçlu imzasının katılana ait olup olmadığının tespit edilemediği belirtildikten sonra imzanın başlangıç hareketleri bakımından katılanın imzasına benzediğinin belirtilmiş olması 17.09.2008 ve 01.04.2009 tarihli raporlarda ise senetteki borçlu imzasının katılana ait olup olmadığının belirtilmesine rağmen sanığın senedi tanık ..."nin doldurduğunu katılanın da huzurda imzaladığını savunmuş olması karşısında;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, senedi bizzat doldurduğu belirtilen tanık ... ile diğer tanıkların dinlenerek özellikle tanık ..."nin senet üzerindeki yazıları yazıp yazmadığı yazı üzerinde durularak sanığın, katılanın ve tanık Hayri"nin çok miktarda başka amaçlarla atmış olduğu yazı ve itiraz edemeyeceği imzalar içeren belgelerin celbedilerek senetteki yazı, rakam ve keşideci imzalarının sanık ve katılana yazıların ve rakamların ise tanık ..."ye ait olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumundan yeni bir rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile dar yetkili İcra Hakimliğince düzenlenen raporlar esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
Sanığın adli sicil kaydında herhangi bir mahkumiyeti bulunmadığı halde cezasının ertelenmesini ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını engelleyecek şekilde geçmişteki halinin ve suç işlemesi hususundaki olumsuz eğilimlerinin somut olarak neler olduğu karar yerinde denetime imkan verecek şekilde gösterilip tartışılmadan Kanundaki terimlerin karara aynen yazılmak suretiyle TCK"nın 51 ve 231 maddeleri hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş olması,
Bozmaya gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321 maddesi uyarınca BOZULMASINA , 11/05/2016 oybirliği ile karar verildi.