17. Hukuk Dairesi 2016/761 E. , 2016/1671 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda;kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili,davacılardan ... ve ..."nın oğlu, diğer davacıların kardeşi ..."nın, davalılardan ...."ın sigorta şirketi, davalı ..."ün ve diğer davalıların sorumluluğunda bulunan aracın çarpması sonucu vefat ettiğini davacıların destekten yoksun kaldığını ve manevi açıdan zarar gördüklerini belirterek,fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacılar için ayrı ayrı 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı anne ve baba için ayrı ayrı 15.000,00 TL ile kardeş davacılar için ayrı ayrı 3.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere 39.500,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Davacı ... davaya cevap vermemiş ve duruşmalrda hazır bulunmamıştır.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların, tüm davalılara karşı açılan maddi tazminat taleplerinin reddine, davalılar....ve ...."ye karşı açılan manevi tazminat taleplerinin reddine,davalılar ..."ne ve davalı ..."e karşı açılan manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, anne ... ve baba ... için ayrı ayrı 2.500,00 TL ve davacı kardeşler ..., .... ve ... için ayrı ayrı 500,00"er TL manevi tazminatların kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili"nin temyiz itirazları yönünden;
1)Dava, destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece ölen (destek) kardeşin davacı kardeşlere destek olacağının davacılar tarafından iddia ve ispat edilemediği gerekçesi ile davacılar ...., ..., ...."in destek tazminat taleplerini reddedilmiş ise de varılan sonuca destek tazminatının ileriye dönük farazi hesaba dayanması, bir kimsenin mali-içtima durumuna bakılmadan ileride muhtaç duruma düşüp düşmeyeceği belli olmayacağından katılmak mümkün değildir. Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanunu’nun 45/II.maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53.maddesi) düzenlenmiş olup "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır.
BK.nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı ne hısımlığa ne de nafaka hakkındaki hükümlere dayanır, olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
Davacılar ...., ... ve ....,kazada hayatını kaybeden
..."nın kardeşleridir. Mahkemece, davacı kardeşler yönünden, ölen kardeşin destek olacağının ispat edilmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de, desteğin ve destek alacak kardeşlerin 18 yaşından küçük olması, aynı evde yaşıyor olmaları nedeniyle davacı kardeşlerin bulundukları sosyal çevreye göre destek alacakları yaşlar belirlenip, testeğin 18 yaında gelir sağlayacağı gözönüne alınarak buna göre tazminat hesabı yaptırılması gerekirken eksik inceleme ile davacı kardeşler yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2)Davalı ... ile davalı ... arasında; ... uhdesinde bulunan .... yolunun toprak işleri ve üst yapı işlerinin yapılmasına ilişkin alt yüklenici sözleşmesi düzenlenmiş olup davaya konu trafik kazasıda bu işin yapımı sırasında meydana gelmiştir.
Davalı ... ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin 17. maddesinde, işin yürütülmesi sırasında gereken tüm tedbirlerin yüklenici tarafından alınacağı, trafik kazaları da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle doğabilecek tüm zararlardan yüklenici şirketin sorumlu olacağı kararlaştırılmış ise de, bu hükümler kendi iç ilişkilerini düzenlemekte olup, zarar gören üçüncü kişi konumundaki davacıyı bağlamaz. Aynı sözleşmenin 15. maddesi hükmünde, davalı ... ’nin işin yapımı sırasında yüklenici şirketi kontrol yetkisi bulunmakta olup, sözleşmenin niteliği itibariyle işin başından sonuna kadar salt yüklenicinin kontrolüne bırakılmadığı, davalı işverenin kontrol ve sorumluluğunun da devam ettiği anlaşıldığından, BK.’nun 55. maddesi hükmünden doğan sorumluluğu nedeniyle, davalı ... "ye husumet düşeceğinin kabulü gerekir.Davalının, üçüncü kişilere verilecek zararlardan kusursuz ve yüklenici şirket ile aynı kanunun 51/2. maddesi uyarınca müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır. Bu durumda, BK.’nun 355. maddesinde düzenlenen eser sözleşmesinin özelliğinden bahisle, yüklenicinin, iş sahibinden bağımsız olarak iş yürüttüğü ve bu sırada zarar verdiği, dolayısıyla zarardan tek başına sorumlu olduğu şeklinde bir sonuca somut olayda varılmamalıdır.
Bu durumda mahkemece,işin esasına girilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davalı ... yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3)Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davacılar ... ve ..."ın çocuğunu, diğer davacıların ise kardeşlerini kaybetmiş olmaları nedeni ile akrabalık derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı bir miktar az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Davalı ... vekili"nin temyiz itirazları yönünden ise;
4)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki 5) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
5)Davalı ..."in oğlu .... tarafından,davacı ..."ya manevi tazminat bedeli olarak ödenmek üzere 8.000,00 TL"lik, .... şubesinin 04.10.2007 tarihli havale belgesi değerlendirilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili"nin sair temyiz itirazlarının reddine, 1),2),3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin 5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili"nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.