Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/11571
Karar No: 2008/1444
Karar Tarihi: 07.02.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/11571 Esas 2008/1444 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2007/11571 E.  ,  2008/1444 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BAĞCILAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/03/2007
    NUMARASI : 2004/926-2007/184


    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanlarına ait 4 parselde bulunan taşınmaza davalıların haksız olarak elattıklarını, davalılar aleyhine Bağcılar İcra Müdürlüğünün 2002/4724 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, itirazın iptali ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.
    Davalılar, itirazın iptali ve elatmanın önlenmesi davalarının birlikte görülemeyeceğini, davalılardan D...... miras bırakanın mirasçısı olduğunu, taşınmazda paydaş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

                                                                                                  -KARAR-

    Dava paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve itirazın iptali isteklerine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden özellikle dosyaya ibraz edilen hasımlı veraset ilamından, D..... da miras bırakanın mirasçısı olduğu, yaşının küçük olması nedeniyle velayeten annesi ile birlikte dava konusu evde oturduğu görülmektedir.
    Davalılardan, S.......diğer davalı D.....nın velisi sıfatıyla aynı evde oturması nedeniyle S.....hakkındaki davanın red edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı Da.... mirasçı olduğu saptandığına göre davanın paydaşın paydaş aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi niteliğine dönüştüğü ve taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanunun 688. ve devam eden maddelerinin gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulacağı kuşkusuzdur.
    Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 2l3, Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "akte vefa" kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, Medeni Kanunun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkelerde gözetilmek suretiyle davacıların paylarına karşılık taşınmazda kullanabilecekleri yer bulunup bulunmadığı, başka bir ifade ile davacılar yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, varılacak sonuç çerçevesinde elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve itirazın iptali istekleri yönünden bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması hatalıdır.Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 07.02.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi