Esas No: 2021/1829
Karar No: 2022/4922
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1829 Esas 2022/4922 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada davalıların, müvekkil şirketin kuruluşundan itibaren yönetim ve denetim kurulu üyeliklerini yaptıkları, şirket sermayesinin bir kısmının ödenmediği halde davalıların bu bedelin tahsili için herhangi bir girişimde bulunmadıkları gerekçesiyle sorumluluk davası açılmıştır. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada da kararın onanmasına hüküm verilmiştir. Dava TTK'nın 353. maddesi ile ilgili olup, bu maddeye göre denetçinin sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir. Kanun maddesi olarak TTK'nın 353. maddesi değerlendirilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25.05.2017 tarih ve 2014/1075 E. - 2017/372 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların, müvekkili şirketin kuruluşundan ... tarafından el konulduğu tarihe kadar yönetim ve denetim kurulu üyeliklerini yaptıklarını, şirket anasözleşmesine göre 500.000.- TL olan şirket esas sermayesinin ¼'ünün tescil tarihinden itibaren üç ay içinde, kalanının ise 01.04.2006 tarihine kadar ödenmesinin gerektiğini, söz konusu sermaye borcunun ilk kısmının ödenmemiş olmasına rağmen davalıların bu bedelin tahsili için herhangi bir girişimde bulunmadıklarını, bu nedenle davalılar hakkında sorumluluk davası açılması konusunda şirket genel kurulunda karar alındığını ileri sürerek, 10.000.- TL'nin faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.01.2008 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek 125.000.- TL'nin tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacı şirkette denetçi olan müvekkilinin TTK'nın 353. maddesi uyarınca dava konusu zarardan sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar ..., ..., ... vekili, davacı şirkette yönetim kurulu üyesi olan müvekkillerinin, şirkete el konulduğu tarihe kadar görevlerini kanun ve anasözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirdiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, sorumluluk şartlarının doğmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, 125.000,00 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 115.000,00 TL'sinin ise 03/01/2008 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ... vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 15/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.