Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1280
Karar No: 2012/4692
Karar Tarihi: 06.07.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1280 Esas 2012/4692 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, dava dışı borçlular hakkında başlattığı icra takibinde borçlulara kefil olan kişinin taşınmazına haciz konulduğunu ancak davalı bankanın borcun sona erdiğini ancak ipoteğin fek edilmediğinin bildirildiğini ve taşınmazın ihale yoluyla satılması sonrası sıra cetveli yapılması için davalıya sorulduğunda bankanın alacaklarının öncelikle ödendiğini iddia ederek 16.011,25 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme ise davanın sıra cetveline itiraz davası niteliğinde olduğunu ve yasal hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak, sıra cetvelinin kesinleşmesini önlemek isteyen bir alacaklı İcra ve İflas Kanunu'nun 142. maddesi gereğince cetveli tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içinde dava açmalıdır. Dolayısıyla, Mahkemenin, hukuka aykırı şekilde yazılı şekilde hüküm kurması doğru olmamıştır ve hüküm BOZULMASINA karar verilmiştir. İlgili kanun maddesi: İcra ve İflas Kanunu'nun 142. maddesi.
23. Hukuk Dairesi         2012/1280 E.  ,  2012/4692 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın süre yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı borçlular hakkında başlattığı icra takibinde borca kefil olan..."e ait taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, satıştan önce taşınmaz üzerinde lehine ipotek bulunan davalı bankaca borcun sona erdiğinin ancak ipoteğin fek"edilmediğinin bildirildiğini, taşınmazın ihale yoluyla satılması sonrası sıra cetveli yapılması amacıyla davalı bankaya son durum sorulduğunda, bankaca 16.011,25 TL alacakları olduğunun bildirildiğini ve bu meblağın yapılan sıra cetveline göre ipotek alacaklısı olarak görünen davalı bankaya öncelikle ödendiğini, müvekkilinin hukuka aykırı olarak ödenen bu paranın iadesi için davalı bankaya başvuruda bulunduğunu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 16.011,25 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın mahiyeti itibariyle sıra cetveline itiraz davası niteliğinde olduğunu, ancak yasal bir haftalık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, öte yandan ipoteğin doğmuş ve doğacak bütün borçlara teminat teşkil ettiğini, icra dosyasından 16.011,25 TL alacağı bulunan müvekkiline kesinleşen sıra cetveline göre bu meblağın ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı tarafça alacak davası olarak nitelendirilmişse de, davanın esas itibariyle sıra cetveline itiraz davası niteliğinde olduğu ve sıra cetvelinin davacı vekiline tebliğinden itibaren yasal yedi günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, hukuka aykırı olarak düzenlendiği öne sürülen sıra cetveline göre, icra dairesince davalı bankaya ödenen paranın tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı tarafça dava dilekçesinde 16.011,25 TL"nin davalıdan tahsili istenmesine rağmen, mahkemece talep İİK"nun 142. maddesi gereğince sıra cetveline itiraz olarak nitelendirilerek, hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa sıra cetvelinin kesinleşmesini önlemek isteyen bir alacaklı İİK"nun 142 nci maddesi uyarınca cetveli tebliğinden itibaren yedi günlük hakdüşürücü süre içinde dava açmalıdır.
    Somut olayda, davacı sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra bu davayı alacak davası olarak açmıştır. HUMK"nun 74. (6100 sayılı HMK"nun 26.) maddesi gereğince, hâkim tarafların talebi ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Bu durumda Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ve varsa delilleri toplanıp,
    sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi