17. Hukuk Dairesi 2014/6205 E. , 2016/1657 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :............Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu, zorunlu trafik sigortası olmayan aracın, tek taraflı kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacılar desteğinin vefat ettiğini belirterek desteğin eşi ve çocuğu olan davacılar için 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ........."dan faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 139.966,46 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalılılar, davanın vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı ........yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile 21.000,00 TL maddi tazminatın, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ............ ve ..."dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “ Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”.
Davalı ......., davadan önce davacılara 105.281,00 ödeme yaparak karşılığında ibraname almıştır. Anılan yasal düzenleme karşısında davalının aldığı ibra makbuz niteliğinde sayılarak bilirkişinin tazminat hesabı doğrultusunda yoksun kalınan destek zararına hükmedilmesi gerekir iken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece, aktüer bilirkişiden alınan 23/10/2013 tarihli ek raporda, davalı ........ tarafından davadan önce yapılan ödemeler güncelleştirilerek tenzil edilip davacıların bakiye destek zararları hesaplanmış iken (davacı ........ için 107.400,73 TL, davacı ......... için 25.906,71 TL), mahkemenin, ödemelerin tenzil edildiğini gözden kaçırarak raporda belirtilen bakiye destek zararından bir kez daha ödemeyi tenzil ederek yazılı şekilde hüküm kurması bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece, desteğin, alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğu, ayrıca araçta hatır için taşındığı kabul edilerek tazminat miktarından takdiren indirim yapıldığı belirtilmişse de, müterafik kusur yönünden hangi oranda, hatır taşıması yönünden hangi oranda indirim yapıldığının açıklanmamış olması denetim imkanının ortadan kaldırdığından doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15/02/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.