Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/572
Karar No: 2019/420

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/572 Esas 2019/420 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/572 E.  ,  2019/420 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 273-106


    Sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik silahla kasten yaralama suçuna teşebbüs, sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs ve maktul ..."e yönelik kasten yaralama suçlarından açılan kamu davalarında yapılan yargılama sonucunda Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince 28.12.2011 tarih ve 83-270 sayı ile bu suçlarla ilgili olarak herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
    Bu hususun Cumhuriyet savcısınca temyiz nedeni yapılması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 17.09.2013 tarih ve 2685-4955 sayı ile;
    "...B- Sanık ... hakkında mağdur ..."i silahla kasten yaralamaya teşebbüs, sanıklar...ve İsmail hakkında mağdur ..."ı kasten öldürmeye teşebbüs ve maktul ..."a yönelik kasten yaralama suçları yönünden;
    Sanıkların cezalandırılması talebiyle açılan davalar ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmaması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 225. maddesine aykırı davranılması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise 27.03.2014 tarih ve 273-106 sayı ile;
    "...Sanık ... hakkında mağdur ..."a karşı kasten yaralama eyleminden dolayı tamamlanmış kasten yaralamadan hüküm kurulduğundan ayrıca kasten yaralamaya teşebbüs suçundan dolayı da hüküm kurulamayacağı, sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ..."e karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kamu davası açılmadığından bu hususta hüküm kurulamayacağı, sanıklar ... ve ... hakkında maktul ..."e karşı kasten yaralama suçundan kamu davası açılıp sanıkların eylemi kasten öldürmeye iştirak ve yardım etme eylemine dönüştüğü, suçun dönüşen vasfıyla sanık ... hakkında TCK"nın 37/1. maddesi delaletiyle TCK"nın 81/1. maddesinden hüküm kurulduğu, aynı şekilde suçun dönüşen vasfıyla sanık ... hakkında TCK"nın 39/2-c maddesi delaletiyle TCK"nın 81/1. maddesinden hüküm kurulduğu, iddianamede belirtilen suçlar yönünden tüm kamu davalarının daha önceki kararımızda karşılandığı," gerekçesiyle bozmaya direnerek "hüküm kurmaya yer olmadığına" karar vermiştir.
    Bu kararın da sanık ..., Cumhuriyet savcısı, katılanlar ..., ..., ... ve... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.05.2015 tarihli ve 193925 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilen dosya aynı Dairece 27.10.2015 tarih ve 2928-5136 sayı ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmiş, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1084-1209 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.11.2018 tarih ve 3101-4685 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    27.03.2014 tarihinde sanık ... müdafisinin yüzüne karşı açıklanan hükme yönelik sanığın 14.04.2014 tarihli temyiz isteğinin bir haftalık kanuni süreden sonra yapıldığı anlaşıldığından, direnme kararının kapsamına göre inceleme Yerel Mahkemece sanıklar hakkında hüküm kurmaya yer olmadığına dair kararla ve Cumhuriyet savcısı ile katılanlar ..., ..., ... ve... vekilinin temyiz talepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik silahla kasten yaralama suçuna teşebbüs, sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs ve maktul ..."e yönelik kasten yaralama suçlarından açılmış davalar hakkında hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle;
    1- Hüküm kurulmamasına yönelik bozma nedeninin gerçek bir bozma değil uyarı niteliğinde bir bozma olup olmadığı, uyarı niteliğinde bir bozma olduğunun kabulü hâlinde, uyarı niteliğindeki bu bozmaya direnilip direnilemeyeceği,
    2- Yerel Mahkemece 28.12.2011 tarih ve 83-270 sayı ile sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik silahla kasten yaralama suçuna teşebbüs, sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs ve maktul ..."e yönelik kasten yaralama suçlarından açılan davalar hakkında herhangi bir hüküm kurulmaması nedeniyle Özel Daire bozma kararından sonra Yerel Mahkemece verilen 27.03.2014 tarih ve 273-106 sayılı hüküm kurmaya yer olmadığına dair ilk kez verilen kararın doğrudan doğruya Ceza Genel Kurulunca incelenmesinin mümkün olup olmadığı,
    3- Uyarı niteliğindeki bozmaya direnilebileceğinin ve ilk defa verilen hüküm kurmaya yer olmadığına dair kararın doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesinin mümkün olduğunun kabulü hâlinde, aleyhe olan bozma kararına karşı sanıklar ... ve ..."nın beyanı alınmadan direnme kararı verilip verilemeyeceği,
    Hususlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sincan Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.03.2011 tarihli ve 2185-103 sayılı iddianame ile sanık ... hakkında maktul ..."e yönelik kasten öldürme, katılan ..."e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs, katılanlar ... ve ..."a yönelik kasten yaralama, aynı katılana yönelik silahla kasten yaralama suçuna teşebbüs, 6136 sayılı Kanun"a aykırılık; sanıklar...ve ... hakkında katılan ..."a ve maktul ..."e yönelik kasten yaralama suçlarından; 06.05.2011 tarihli ve 3299-166 sayılı iddianame ile de sanıklar...ve ... hakkında maktul ..."e yönelik iştirak hâlinde kasten öldürme, katılan ..."e yönelik iştirak hâlinde kasten öldürme suçuna teşebbüsten kamu davaları açıldığı,
    Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince 10.05.2011 tarih ve 122-92 sayı ile, her iki iddianameyle açılan davalarının birleştirilmesine ve davanın 2011/83 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği,
    Yapılan yargılama sonucunda Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince 28.12.2011 tarih ve 83-270 sayı ile; ... ve ... hakkında maktul ..."e yönelik iştirak hâlinde kasten öldürme suçundan TCK"nın 37/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun"un 81/1, 62/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; sanık ... hakkında katılan ..."e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten TCK"nın 81/1, 35/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 11 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; sanık ... hakkında maktul ..."e yönelik kasten öldürme suçuna yardımdan aynı Kanun"un 81/1, 39/1-2, 62/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; sanık ... hakkında katılan ..."ya yönelik olası kastla yaralama suçundan aynı Kanun"un 86/1, 86/3-e, 87/3, 21/2, 62/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 9 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan aynı Kanun"un 13/1 ve TCK"nın 62, 50/1-a ve 54/1. maddeleri uyarınca 6.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve müsadereye; sanıklar ..., Bayram ve ... hakkında katılan ..."a yönelik iştirak hâlinde kasten yaralama suçundan TCK"nın 37. maddesi delaletiyle aynı Kanun"un 86/2, 62 ve 52/1-2. maddeleri uyarınca 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına hükmedildiği,
    Sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik silahla kasten yaralama suçuna teşebbüs, sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs ve maktul ..."e yönelik kasten yaralama suçlarından açılmış davalar hakkında ise herhangi bir hüküm kurulmadığı,
    Bu hususun Cumhuriyet savcısınca temyiz nedeni yapılması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 17.09.2013 tarih ve 2685-4955 sayı ile;
    “...Sanıkların cezalandırılması talebiyle açılan davalar ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmaması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 225. maddesine aykırı davranılması,” isabetsizliğinden bozma kararı verildiği,
    Yerel Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada sanıklar ve müdafilerine bozma kararı ve duruşma günü davetiyesinin tebliğe çıkarıldığı, davetiye tebliğine rağmen sanıklardan ... ve ..."nın duruşmaya gelmemeleri üzerine yokluklarında yargılamaya devam edilerek, hazır bulunan diğer sanık ... ile sanıklar ... ve ... müdafisinin dinlenilmesi ile yetinilip, sanıklar ... ve ..."dan aleyhe olan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verildiği,
    Direnme kararı veren Yerel Mahkemenin 27.03.2014 tarih ve 273-106 sayı ile;
    “Sanık ... hakkında mağdur ..."a karşı kasten yaralama eyleminden dolayı tamamlanmış kasten yaralamadan dolayı hüküm kurulduğundan ayrıca kasten yaralamaya teşebbüs suçundan dolayı da hüküm kurulamayacağı, sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ..."e karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kamu davası açılmadığından bu hususta hüküm kurulamayacağı, sanıklar ... ve ... hakkında maktul ..."e karşı kasten yaralama suçundan kamu davası açılıp sanıkların eylemi kasten öldürmeye iştirak ve yardım etme eylemine dönüştüğü, suçun dönüşen vasfıyla sanık ... hakkında TCK"nın 37/1 maddesi delaletiyle TCK"nın 81/1 maddesinden hüküm kurulduğu, aynı şekilde suçun dönüşen vasfıyla sanık ... hakkında TCK"nın 39/2-c maddesi delaletiyle TCK"nın 81/1 maddesinden hüküm kurulduğu, iddianamede belirtilen suçlar yönünden tüm kamu davalarının daha önceki kararımızda karşılandığından Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 17.09.2013 tarih ve 2013/2685 Esas, 2013/4955 Karar sayılı kısmi bozma ilamında belirtilen bozmaya dair hususlarda nazara alınarak hüküm kurmaya yer olmadığına” şeklindeki gerekçe gösterdiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Birinci ve ikinci ön sorunların birlikte ele alınmasında fayda bulunmaktadır.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 154. maddesinde, yüksek mahkeme olan Yargıtayın, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı mercisine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercisi olduğu ve kanunda gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakacağı belirtilmiştir.
    Temyiz incelemesinde görevi, hukuk kurallarının ve kanuni tavsiflerin doğru uygulanıp uygulanmadığını denetlemek olan Yargıtayca yapılan inceleme sonucunda; onama, düzelterek onama, düşme ve bozma kararlarından birinin verilebilmesi mümkündür. Herhangi bir aykırılığın tespit edilemediği hâllerde temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilecek, bu durumda onanan mahkeme kararı kesin hüküm hâlini alacaktır. 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesinde gösterilen istisnai hâllerde, kararda kanuna aykırılık tespit edilip kararın bozulmasına karşın, davanın esasına hükmedilerek tespit edilen aykırılıkların giderilmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına ya da şartları bulunduğunda sanığın beraatine ya da kamu davasının düşmesine karar verilecektir. Temyiz davası kabul edildikten sonra maddi hukuk veya muhakeme hukukuna ilişkin kuralların uygulanmaması ya da eksik veya hatalı uygulanmasına ilişkin hukuka aykırılıkların tespit edildiği ve fakat 322. maddenin uygulanma şartları bulunmadığı durumlarda ise temyiz olunan hükmün aynı Kanun’un 321. maddesi uyarınca bozulmasına karar verilecektir. Bu durumda bozulan karar tümüyle ortadan kalkacağından hiçbir hukuki sonuç doğurmayacaktır.
    1412 sayılı CMUK’nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 305. maddesi uyarınca, ceza mahkemelerince verilen hükümler temyiz kanun yoluna tabidir. 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinde ise hükümler “beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi, davanın düşmesi kararı” olarak sayılmıştır.
    Hüküm niteliğinde olmamakla birlikte bazı kararların da kanun yolu bakımından temyizi kabil olduğu kabul edilmiştir. Örneğin; hüküm niteliğinde bulunmayan CMK"nın 223. maddesinin 10. fıkrası uyarınca adlî yargı dışındaki bir yargı mercisine yönelik görevsizlik kararları ile TCK"nın 18. maddesinin 4. fıkrası uyarınca geri verme talebi ile ilgili olarak verilen kararların temyizi mümkündür.
    Yargıtay tarafından temyiz incelemesi yapılabilmesi için öncelikle CMK’nın 223. maddesi uyarınca verilmiş bir hüküm veya temyize konu olabilecek bir karar bulunması gerekmektedir.
    Sanık hakkında iddianameyle dava açıldıktan sonra hüküm verilmesinin unutulması durumunda, ortada temyize konu olabilecek bir hüküm bulunmadığından bu eksikliğin bozmaya konu edilmesi mümkün olmayıp, karara bağlanmayan iddiayla ilgili dava zamanaşımı dolmuş olsun veya olmasın mahallinde her zaman hüküm kurulabileceğine işaret edilmesi ile yetinilmesi gerekmektedir. Bu hususa ilişkin bir temyiz talebinin bulunması da varılan bu sonucu değiştirmeyecektir.
    Yargıtay Ceza Dairelerinin büyük çoğunluğunun uygulaması da bu şekilde olup, sanığın bir eylemi ile ilgili mahkemesince hüküm kurulmasının unutulduğu durumda da bu konuda mahallinde her zaman hüküm verileceğine ilişkin eleştiri yapılmaktadır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.04.2018 tarihli ve 638-164 sayılı, 08.12.2015 tarihli ve 640-496 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
    Öte yandan;
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve/veya değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.04.2018 tarihli ve 852-194 sayılı 26.01.2016 tarihli ve 905-41 sayılı gibi pek çok kararında da vurgulandığı üzere Özel Dairece incelenmeyen bir hükmün, doğrudan doğruya ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi kanunen mümkün değildir.
    Bu açıklamalar ışığında birinci ve ikinci ön sorunlar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince 28.12.2011 tarih ve 83-270 sayı ile; sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik silahla kasten yaralama suçuna teşebbüs, sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs ve maktul ..."e yönelik kasten yaralama suçlarından açılan kamu davaları ile ilgili olarak herhangi bir hüküm kurulmaması üzerine bu hususun Cumhuriyet savcısınca temyiz nedeni yapıldığı, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince verilen 17.09.2013 tarihli ve 2685-4955 sayılı bozma kararının, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda tanımlanan ve hükmü tümüyle ortadan kaldırma özelliğine sahip, teknik anlamda bir bozma kararı niteliğinde olmayıp ilgili mahkemesince hüküm kurulmasının unutulması nedeniyle bu konuda mahallinde her zaman hüküm verilebileceğine ilişkin uyarı-eleştiri niteliği taşıdığı, bu tür bir bozmaya direnmenin de mümkün olmadığı kabul edilmelidir. Diğer yandan açılan davalarla ilgili olarak herhangi bir hüküm kurmayan Yerel Mahkemece, Özel Dairenin bozma kararından sonra "hüküm kurulmasına yer olmadığına" dair verilen 27.03.2014 tarihli ve 273-106 sayılı kararın da, önceki kararda yer almayan ilk kez kurulmuş bir hüküm olması ve daha önce Özel Daire denetiminden geçmemiş oluşu karşısında, doğrudan Ceza Genel Kurulu tarafından incelenmesi mümkün bulunmayan yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.03.2014 tarihli ve 273-106 sayılı karar, Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün olan bir direnme kararı niteliği taşımadığı gibi Yerel Mahkemenin son uygulaması ilk kez hüküm kurulmuş olması nedeniyle "yeni hüküm" niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verilmelidir.
    Ulaşılan bu sonuca göre, aleyhe olan bozma kararına karşı sanıklar ... ve ..."nın beyanı alınmadan direnme kararı verilip verilemeyeceğine ilişkin üçüncü ön sorunun tartışılmasına gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.03.2014 tarihli ve 273-106 sayılı karar, Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün olan bir direnme kararı niteliği taşımayıp, "yeni hüküm" niteliğinde olduğundan dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 14.05.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi