Esas No: 2014/2486
Karar No: 2015/2484
Karar Tarihi: 12.02.2015
2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/2486 Esas 2015/2484 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 1- Sanıklar ... ve ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK"nın 62/1, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- Sanık ... hakkında; 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar ... ve ..."un mahkumiyetlerine; sanık ..."un beraatine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii, katılan vekili ve üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 28/10/1989 tarih ve 795 sayılı kararı ile tescilli 1. derece doğal sit alanı ve aynı zamanda ... ve ...Tabiat Parkı içerisinde bulunan 6.048 metre karelik suça konu taşınmazın, 17/02/1983 tarihi itibariyle sanık ...; 15/01/2010 tarihi itibariyle de sanıklara ait ...İnşaat Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde 18/09/1997 tarihli “korunması gerekli kültür varlığı” şerhinin bulunduğu, sanıklar tarafından motel olarak işletilen tek katlı, yığma briket yapıların, bölgenin 1. derece doğal sit alanı niteliğiyle tescilinden önce, ... Belediyesince düzenlenen 31/07/1979 tarihli inşaat ruhsatı ile 28/07/1983 tarihli yapı kullanma izin belgesine istinaden inşa edilip kullanıldıkları, sanık ..."un ... Belediyesi İmar Müdürlüğü"ne sunduğu 23/01/2009 tarihli dilekçe ile, motelde tadilat yapmak üzere ruhsat istediği, belediye tarafından konunun iletildiği ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce, istem konusu tadilatın, Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu uzmanları denetiminde olmak kaydıyla yapılabileceğinin, motele ait konaklama yapılarının çatı formlarının değiştirilmesine yönelik projenin ise Kurul"da değerlendirilmesi gerektiğinin, 17/02/2009 tarihli yazı ile belediyeye bildirildiği, ardından Koruma Bölge Kurulu"nun 13/03/2009 tarih ve 4489 sayılı kararı ile, motel olarak kullanılan 2 blok, 22 odanın çatı formlarının değiştirilmesini öngören tadilat projesinin uygun olduğuna karar verildiği;
Daha sonra sanık ... tarafından ... Belediye Başkanlığı"na sunulan 05/08/2009 tarihli dilekçe ile, mevcut mevzi imar planına göre ilave kat ve çevre düzenleme projesinin değerlendirilmesi için gereğinin yapılmasının istendiği, belediyece konunun iletildiği Koruma Bölge Kurulu"nun 19/08/2009 tarih ve 4994 sayılı kararı ile, motel olarak kullanılan 2 blok, 22 odaya ilave kat ve gazino tanımlı binaya teras çatı yapılmasını öngören tadilat projesinin uygun olduğuna karar verildiği, Kurul"un aynı tarihli toplantısında alınan 4992 sayılı karar ile de, aralarında ...Tesisleri"nin de yer aldığı toplam beş işletmeye yönelik olarak hazırlanan 1/1000 ölçekli mevzi imar planı revizyonunun uygun bulunduğu, Kurul kararlarına dayanılarak ... Belediyesince suça konu işletmede gerçekleştirilecek inşai faaliyet için 22/10/2009 tarihli dört adet yapı ruhsatı düzenlendiği;
Adı geçen kurum bünyesindeki İmar İşleri Müdürlüğü görevlileri tarafından yapılan kontrollerde, mevcut binaların temel dahil kaldırılarak yeni bina inşa edildiği belirlenip, 09/12/2009 tarihli tutanak düzenlenmek suretiyle mühürleme işlemi uygulandığı, aynı kurum görevlilerince tanzim edilen 22/01/2010 tarihli tutanakta da, motel odaları temel dahil tamamen kaldırılarak yeniden yapılan inşaatın mühürlenmek suretiyle durdurulduğunun belirtildiği;
Devam eden süreçte ...İnşaat Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. adına sanık ... tarafından 27/01/2010 tarihli dilekçe ile ... Belediye Başkanlığı"na müracaat edilerek, su deposu, arıtma ve havuz yapma amaçlı mimari projelerin Koruma Bölge Kurulu"na iletilmesinin istendiği, konunun değerlendirildiği ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 18/03/2010 tarih ve 5528 sayılı kararı ile, motel olarak kullanılan yapıların bulunduğu taşınmazda su deposu, yangın su deposu, yüzme havuzu, biyolojik arıtma ve fosseptik yapılmasına yönelik projenin, “....” plan notlarına aykırı olan yüzme havuzunun iptal edildiği şekliyle uygun olduğuna karar verildiği, sözü edilen karar sonrası Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile ... Belediyesi İmar İşleri Müdürlüğü"nden izin ve ruhsat alınmadan kazı alanı oluşturulup hafriyat yapıldığı gerekçesiyle belediyece 21/04/2010 tarihli tutanak düzenlenerek mühürleme işlemi uygulandığı, ardından ... Belediyesi İmar Müdürlüğü"ne sanık ... tarafından sunulan 29/06/2010 tarihli dilekçe ile, arıtma tesisi ve depo yapabilmek amacıyla inşaat ruhsatı düzenlenmesinin; sanık ...tarafından sunulan 10/08/2010 tarihli dilekçe ile de, gazino binasına ait mimari projenin onaylanmasının istendiği, .... Bakanlığı ... ve .... Genel Müdürlüğü"nün olumlu görüş bildirmesinden sonra, taşınmazda inşa edilecek su deposu, yangın su deposu ve atık su arıtma tesisi için belediyece 15/10/2010 tarihli üç adet yapı ruhsatı düzenlendiği, sanık ..."ın talebi ile ilgili olarak da, Koruma Bölge Kurulu"nun 26/02/2011 tarih ve 6634 sayılı kararı ile, gazino tanımlı binaya yönelik hazırlanan tadilat projesinin uygun olmadığına karar verildiği;
Soruşturma aşamasında inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 23/05/2011 tarihli raporda, Koruma Bölge Kurulu"nun 19/08/2009 tarih ve 4994 sayılı kararı ile, “güçlendirme ilave kat projesi” adı altında “yeni bina mimari projesi” nin onaylandığının, sözü edilen projenin, güçlendirme ve ikinci kat ilave projesi değil, betonarme temel hatıl, üzerine kolon, kiriş ve plak döşemelerden oluşan betonarme yapı sisteminde bina projesi olduğunun, sözü edilen projenin uygulanmasına izin verilmemesi gerektiğinin, tek katlı, 2 blok, 22 konaklama ünitesi olarak mevcut bulunan binalar tamamen yıkılıp, yeni betonarme motel binası inşa edildiğinin, yeni proje uygulaması ile yapılaşma alanının arttırıldığının, eski durumuna, yöre mimari tipolojisine uygun yapılaşma gerçekleştirilmediğinin, alanın doğal topoğrafik yapısının tamamen bozulduğunun, çevre düzenlemeleri yapılarak bitki örtüsünün tahrip edildiğinin belirtildiği;
Kovuşturma aşamasında icra edilen keşif sonrası İnşaat Mühendisliği ve Arkeoloji Bölümleri"nde görevli öğretim üyelerince düzenlenen 13/12/2012 tarihli raporda da, sanıklar tarafından hazırlatılan tadilat, ilave kat ve güçlendirme projelerinin, tadilat veya güçlendirme amacı taşımadığının, anılan projelerin tamamıyla yeni yapı inşa etmek için hazırlanmış projeler olarak değerlendirilebileceğinin, böylece yeni yapılar inşa edilerek yeni ilave kullanım alanları kazanma yoluna gidildiğinin, tadilat, ilave kat ve güçlendirme gibi taleplerle hazırlatılmış olan projelere, anılan amaç söz konusu olmamasına rağmen, önce ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca, daha sonra da ... Belediyesince yapılaşma izni verilmesinin, 2863 sayılı Kanuna uygun olamayacağının, onaylanan projelerin mevcut yapıların yerine yeni yapı inşa etmeyi hedeflediğinin yapılacak teknik incelemelerle kolayca anlaşılabileceğinin, ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve ... Belediyesince verilmiş izinlerle, 1. derece doğal sit alanı üzerindeki taşınmazda mevcut yapılar yıkılarak yerlerine daha fazla inşaat alanına sahip yeni yapıların inşasına olanak tanındığının, kıyıda yapılan düzenlemeler ile de kıyının doğal yapısının ve arazi ile deniz arasındaki doğal bütünlüğün bozulduğunun belirtildiği;
Bir yandan sanıklar hakkında inceleme konusu dava açılırken, diğer yandan 1. derece doğal sit ve aynı zamanda tabiat parkı alanındaki yeni yapılaşmaya izin veren kamu görevlileri hakkında da soruşturmalar yürütüldüğü, dosya içerisinde mevcut ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10/10/2012 tarihli iddianame ile, 19/08/2009 tarih ve 4994 sayılı kurul kararına esas incelemeleri yapan uzman ile karar altında imzası bulunan başkan ve üyeler hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan dava açıldığı;
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu"nun 19/06/2007 tarih ve 728 sayılı ilke kararında doğal sitlerin, “jeolojik devirlerle tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer altında, yer üstünde ya da su altında bulunan alanlar” şeklinde tanımlandığı, sözü edilen ilke kararında 1. derece doğal sit alanları ile ilgili olarak, “kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlar” tanımlamasının yer aldığı, 2863 sayılı Kanunun 17/a maddesine göre de, bir alanın Koruma Bölge Kurulunca sit olarak ilanının, bu alanda her ölçekteki plan uygulamasını durduracağı, dolayısıyla 1. derece doğal sit alanının imara açık hale getirilmesinin, 2863 sayılı Kanun ve 728 sayılı ilke kararı çerçevesinde mümkün bulunmadığı;
Sanıklara ait suça konu tesisin, bölgenin 1. derece doğal sit alanı niteliğiyle tescilinden önce yapılıp faaliyete geçtiği, bununla birlikte, dosya içerisinde mevcut fotoğraf, bilgi, belge, proje, tutanak ve raporlara göre, “tadilat, ilave kat ve güçlendirme” adı altında hazırlatılan projenin, aslında mevcut yapılar yıkılmak suretiyle inşa edilecek “betonarme yeni yapı” projesi niteliği taşıdığı, 13/12/2012 tarihli bilirkişi raporunda bulunan fotoğrafların incelenmesinden, sanıklara ait işletmedeki inşai faaliyetin tamamlandığının, motel binaları ile gazino binası ve ekleri inşa edilip, bahçe, çevre ve sahil düzenlemesi yapılarak tesisin faaliyete hazır hale getirildiğinin anlaşıldığı, 2863 sayılı Kanun ve 728 sayılı ilke kararı uyarınca 1. derece doğal sit alanlarında yapılabilecek ve yapılamayacak işler dikkate alındığında, Koruma Bölge Kurulu"nun uygun görüşü ile belediyece düzenlenen yapı ruhsatlarının ve yapı kullanma izin belgelerinin, gerçekleştirilen fiili hukuka uygun hale getirmeyeceği, taşınmaza ait tapu kaydında tescil şerhi bulunduğu gibi, sanıkların da aşamalardaki savunmalarında bölgenin niteliğini bildiklerini beyan ettikleri, sanıklar tarafından yapılan turistik tesis düzenlemesinin, 1. derece doğal sit alanının zarar görmesine, doğal topoğrafik yapının tamamen bozulmasına ve alana doğal sit niteliği veren bitki örtüsünün tahribine sebep olduğu anlaşılmakla; suç oluşturan fiili iştirak halinde gerçekleştiren sanıklar ... ve ..."un, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 65/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı nitelendirme ile aynı Kanunun 65/b maddesi uygulanarak hüküm tesisi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış olup;
6498 sayılı Kanun değişikliği ile amaçlanan sit tescilinden haberdar olma olgusunun somut olaydaki mevcudiyeti ve sanıkların eylemlerinin sit alanına inşai ve fiziki müdahalede bulunma boyutunu aşarak zarar suçu kapsamına girmesi nedeniyle, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4 maddesinin uygulanma imkanının olmadığı dikkate alınarak, sözü edilen kanun değişikliğinin sanıklar yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmadığı sonucuna varılmış, tebliğnamede bu yöndeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
1- Sanık ..."un beraatine, sanık ..."un mahkumiyetine ilişkin hükümlerin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık ... tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, sanığın üzerine atılı suçun işlenmesine iştirak ettiğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan;
Sanık ... hakkında yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, bilirkişilerce uzmanlık alanlarına girmeyen konularda görüş belirtildiğine, asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayin edildiğine; katılan vekilinin, sanık Necla"nın da mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine; üst Cumhuriyet savcısının, sanık hakkında uygulanan kanun maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- Sanık ... hakkında tayin edilen gün para cezasının miktarı belirlenirken ve adli para cezasının taksitlendirilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddelerinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6 maddesine muhalefet edilmesi,
b- Sanık ... hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında 5237 sayılı TCK"nın 52/4 maddesi uyarınca taksitlerden birinin ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususunun ihtarı yerine, tedbirlerle sınırlı olup somut olayda uygulanma olanağı bulunmayan aynı Kanunun 50/6 maddesine göre sanığın ihtarına karar verilmesi,
c- Katılan kurum lehine hükmedilen vekalet ücretinin, beraatine karar verilen sanık ..."u da kapsar şekilde “sanıklar” dan alınmasına dair hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık ..."a münhasır olmak üzere, hüküm fıkrasının (A) bendinde yer alan üçüncü paragrafının başına, “5237 sayılı TCK"nın 52/2 maddesi uyarınca” ibaresi, dördüncü paragrafının başına, “5237 sayılı TCK"nın 52/4 maddesi uyarınca” ibaresi eklenmek, dördüncü paragrafının ikinci cümlesi, “taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceğinin ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına” şeklinde, (B) bendinde yer alan ikinci paragrafı, “Katılan ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 1.320 TL ücreti vekaletin sanıklar ... ve ..."tan alınarak katılana verilmesine” şeklinde düzeltilmek suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan sanık ..."un beraatine, sanık ..."un mahkumiyetine ilişkin hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık ..."un mahkumiyetine ilişkin hükmün incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, bilirkişilerce uzmanlık alanlarına girmeyen konularda görüş belirtildiğine, asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayin edildiğine; üst Cumhuriyet savcısının, sanık hakkında uygulanan kanun maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- Sanık hakkında tayin edilen gün para cezasının miktarı belirlenirken ve adli para cezasının taksitlendirilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddelerinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6 maddesine muhalefet edilmesi,
b- Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında 5237 sayılı TCK"nın 52/4 maddesi uyarınca taksitlerden birinin ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususunun ihtarı yerine, tedbirlerle sınırlı olup somut olayda uygulanma olanağı bulunmayan aynı Kanunun 50/6 maddesine göre sanığın ihtarına karar verilmesi,
c- Suç tarihinde 65 yaşını bitirmiş olan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 51/1 maddesi uyarınca 3 yıla kadar hapis cezasının ertelenmesinin mümkün olması ve sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunması karşısında, kanuni düzenlemeyle çelişen “yasal olanak bulunmadığından” şeklindeki gerekçe ile, tayin edilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ile üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince sanık ..."un mahkumiyetine ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.