Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11581
Karar No: 2016/1642
Karar Tarihi: 15.2.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/11581 Esas 2016/1642 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/11581 E.  ,  2016/1642 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR :1-...
    2-...
    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davalı idare yönünden davanın görevsizlik nedeniyle reddine; diğer davalı yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı.... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı idarenin diğer davalı şirkete yaptırdığı yoldaki çökmeler nedeniyle davacı aracının yaptığı tek taraflı kazada pert olduğunu, yolda uyarı levhası bulunmadığını ve kazada bu nedenle davalıların kusurlu olduğunu, yolu yaptıran idarenin olayda hizmet kusuru olduğunu,... sayılı dosyasında alınan rapor ile yol kusurunun saptandığını, .... sayılı dosyasında alınan raporla davacı aracındaki hasarın 18.895,00 TL. olarak saptandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL. maddi tazminat ile kazanın şoku nedeniyle yaşanan manevi zarar karşılığı 5.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı idare vekili, tam yargı davası olan davada idari yargının görevli olduğunu, kaza tarihinde yol yapım işinin kesin kabulünün henüz yapılmamış olması nedeniyle sorumluluğun diğer davalı yükleniciye ait olduğunu, davacının hız sınırlarına uymaması nedeniyle kazanın meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, ihale ile aldıkları yol yapım işini bitirip diğer davalı idareye kesin kabulü de yaptırılarak teslim ettiklerini ve zarardan sorumlu olmadıklarını, yapımını gerçekleştirdikleri yol üzerindeki orta refüjde aydınlatma çalışması yapan kurumun asfalta zarar verdiğini ve bu durumun... sayılı dosyasında alınan rapor ile sabit olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    ../...

    ...
    Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı idare hakkındaki davada idari yargı görevli olduğundan davanın görevsizlik nedeniyle reddine; diğer davalı yönünden davanın kısmen kabulü ile 12.750,00 TL. maddi tazminat ve 2.000,00 TL. manevi tazminatın bu davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, oluşa uygun olarak düzenlenen kusura ilişkin bilirkişi raporunun ve tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı tarafça, davalı iş sahibi ..."nin yüklenicisi olan davalı şirket tarafından yapımı gerçekleştirilen yolun kötü yapıldığı, bu nedenle yolda oluşan çukurların davacı aracının kaza yapmasına sebep olduğu gerekçesiyle, haksız fiil iddiasına dayalı olarak tazminat isteminde bulunulmuştur. Her iki davalı da aralarında imzalı yol yapım işine ilişkin ihaleyi ve yapım işi sözleşmesini kabul etmektedir.
    Davalılar ... ile diğer davalı şirket arasında mevcut eser sözleşmesi gereği, davalıların davacıya karşı sorumluluk esaslarının ve davacı ile davalılar arasındaki haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği gözetildiğinde; davalı idare yönünden de davaya adli yargıda bakılması gerekmektedir(Bu yönde HGK... sayılı ilamı).
    Anılan nedenlerle, davalı ... yönünden de davaya bakma görevi, adli yargıya ait olduğundan, bu davalı yönünden davada idari yargı görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Davacı taraf, davalı idarenin diğer davalı şirkete yapım işini ihale ile bıraktığı yoldan kaynaklanan sorun nedeniyle, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği iddiasında bulunarak davalılar aleyhine dava açmıştır.Davacı aracının hasarlandığı kaza mahallinin, davalıların yüklenici
    ...

    ve iş sahibi sıfatıyla sorumlu bulundukları yol olduğu, davacının zarar talebinden her iki davalının da anılan sıfatları gereği sorumlu oldukları açıktır.
    Davalılardan ... hakkındaki davanın, davacının hizmet kusuruna dayanarak talepte bulunmuş olması nedeniyle idari yargı görevli olduğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmemiştir.Bu durumda esasen bir davalının diğer davalı lehine verilmiş olan hükmü o davalı aleyhine temyiz etme hakkı yok ise de; kazanın meydana geldiği ve davacı aracının hasarlandığı olayda davalılar, aralarındaki eser sözleşmesi gereği davacıya karşı müteselsilen sorumlu olup aralarındaki münasebet de ihtiyari dava arkadaşlığıdır.Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçluların da alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK 145/1 md.) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (BK 146/1md.) Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK 146/1md) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe ya da aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Rücu davası dikkate alındığında temyiz eden davalının diğer davalı idare hakkındaki hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.
    ../...



    - ...
    Zira sorumluluk davasındaki karar kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde, haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalının da sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (Bu hususta Yargıtay .... sayılı ilamı)
    Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınarak somut olaya bakıldığında; davacı maddi tazminatın müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalılardan tahsili istemiyle işbu davayı açmış olup mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, bu davalı hakkındaki hüküm davacı yanca temyiz edilmemiş, sadece davalı ....Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükmü temyize gelmeyen davacı ile davalı ... yönünden hüküm kesinleşmiş ve bu davalı lehine usuli müktesep hak oluşmuş ise de; temyiz eden davalı taraf, diğer davalı iş sahibi idareden aralarındaki iç ilişkiye göre bunu rücu edebilir.
    Açıklanan nedenlerle, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında kararın temyizinde davalının hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi hakkındaki karar kesinleşen davalı ..."nin hükmedilen maddi tazminat yönünden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak ve taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece (... yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiğinden) davalı ...
    ...

    Özel İdaresi yönünden icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak sadece, sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ....vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi