11. Hukuk Dairesi 2017/5457 E. , 2019/1806 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/03/2017 tarih ve 2016/186 E. - 2017/78 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 28/09/2017 tarih ve 2017/822-2017/831 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin TORKU TAM, TORKU TAM TAHIL, TORKU TAM BENLİK, TORKU TAM BUĞDAY, TORKU TAM ÇAVDAR, TORKU TAM ÇİKOLATAM, TORKU TAMEKİN, TAMZAMANI, TAMZAMANI ve TORKU ibareli 30.sınıf ürünleri de içeren tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının ise "ARPİ TAMKEK" ibaresinin tescili için marka başvurusunda bulunduğunu, bu başvuruya müvekkilince yapılan itirazın ... tarafından nihai olarak reddedildiğini, başvuru konusu işaret ile müvekkili markaları arasında iltibas tehlikesi bulunduğu gibi başvurunun tescili halinde müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlanacağını, bu markaların itibarlarının ve ayırt edici karakterlerinin de zedeleneceğini, başvurunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, ..."in kararının iptaline, davalı şirket markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPMK vekili, iptali istenen kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru konusu işaret ile redde mesnet markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkilinin başvurusuna konu işaret ile davacı markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerliğin bulunmadığını, kapsamlarında yer alan ürün ve hizmetler için tanımlayıcı olan ve ayırt ediciliği olmayan "tam" ibaresinin işaret ve markalarda yardımcı unsur olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,davacının markalarının TORKU TAM, TORKU TAM TAHIL, TORKU TAM BENLİK, TORKU TAM BUĞDAY, TORKU TAM ÇAVDAR, TORKU TAM ÇİKOLATAM, TORKU TAMEKİN, TAMZAMANI, TAMZAMANI ve TORKU ibare ve biçimli oldukları, ./..
"TAM" ibaresinin gıda ürünlerinde kullanımının amaç ve nitelik bildirdiğinden tanımlayıcı nitelikte olduğu, bu nedenle ayırt ediciliğinin bulunmadığı, davacı markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun "TORKU" ve "TAMZAMANI" ibareleri olduğu, davalı başvurusunun ise "ARPİ TAMKEK" ibaresinden oluştuğu, başvuru konusu işaretin asıl ve ayırt edici unsurunun "ARPİ" ibaresi olduğu, asıl ve ayırt edici unsur konumunda olan TORKU, TAMZAMANI ibareleri ile ARPİ ibaresi arasında ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvurunun, davacı markalarının ayırt ediciliğinden tamamen farklı bir ayırt edicilik taşıdığı, yardımcı unsurun tıpkı davacı markaları gibi sunulan ürün ve hizmetlerin yararlanıcılarına işlenmiş gıda ürünlerinin ana maddesi olan tahıl, buğday, çavdar gibi gıda ürünlerin rüşeym, alöron ve kabuk tabakalarını içine alacak biçimde öğütüldüğünü ve ürünün doğala yakınlığını, yarayışlığını, diyete olumlu etkisini tanımlayan ve anlatan bir bildirimde bulunduğu, işaretin bütün olarak anlamsal, görsel ve sescil olarak davacı markalarından belirgin biçimde farklı olduğu, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötüniyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.