20. Hukuk Dairesi 2015/4441 E. , 2015/12150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 14.10.2010 tarihli dilekçeyle davalı ... adına tapuda kayıtlı olan ... köyü, 102 ada 1032 parsel sayılı taşınmazın, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, arazi kadastrosu sonucu davalı adına tescil edilmiş ise de, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek, ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18.03.2013 tarih ve 2012/7676 E. - 2013/2810 K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece, Hazinenin davası kabul edilerek taşınmazın ... olarak tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinde "... ve makilerle örtülü ... ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerlerin ... sayılmayacağı" hükmünün karşıt kavramından ... ve makiliklerle örtülü ... ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerlerin ... sayılacağı, 15.07.2004 tarihli ... Gazetede yayınlanan ... Kadastro Yönetmeliğinin "Vasıf Tayinine Esas Olacak Tanımlar" başlıklı 23. maddenin (o) bendinde maki ve ... türü ağaçların isimlerinin sayıldığı, aynı maddenin (p) bendinde "... ve ... toprak muhafaza karakteri, üzerindeki bitki formasyonu ile taşkınları, şiddetli yağış sonrası oluşan zararlı akışları, toprak erozyonu, toprağın strüktür ve tekstürünün, bozulmasını önleyici, su verimini artırıcı etkisi bulunan ve eğimi yüzde on ikiden fazla olan yerlerdir." şeklinde tanımlanmıştır. Hükme esas alınan ... bilirkişi raporunda taşınmazın yüksek eğimli olması nedeniyle 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi gereğince ... sayılan yerlerden olduğu bildirilmiş ise de, rapora ekli münhanili memleket haritası ve topoğrafik haritadaki münhanilere göre belirlenen eğimin doğru olup olmadığı konusunda tereddüt oluşmuştur. Diğer taraftan, yönetmeliğin 23. maddesinin (p) bendinde, bir yerin toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle ... sayılması için salt eğiminin yüksek olması yeterli görülmemiştir. Yüksek eğimli olmasının yanında, ayrıca, üzerindeki bitki örtüsü nedeniyle taşkınları ve erozyonu önleyici ve su verimini artırıcı etkisinin bulunması halinde ... olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi ve ... Kadastro Yönetmeliğinin (23p) maddesine göre bir yerin toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle ... sayılabilmesi için o yerin, ... bilirkişilerce yukarıda belirtilen şekilde eğim, erozyonun ve taşkınların önlenmesi ve su veriminin arttırılması yönlerinden bütün olarak tartışılması ve bütün bu şartların birlikte değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, bu şekilde bir değerlendirme yapılmamıştır.] denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro sonucu davalı gerçek kişi adına tesbiti itirazsız kesinleşen parselin tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ... kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre yapılıp, tesbit tarihinden önce kesinleşmiş, 25.04.2008 tarihinde kesinleşen arazi adastrosu sonucu, ... köyü 102 ada 1032 parsel sayılı 4217,83 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile davalı ... adına tapuya tescil edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/12/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.