3. Hukuk Dairesi 2017/1633 E. , 2017/11179 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davacı vekili, asli müdahil vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ... vekili, davalıya ait işyerini 28/04/2011 tanzim ve 01/06/2011 başlangıç tarihli sözleşme ile kiraladıklarını, sözleşmeye konu işyerinde 28/05/2011 tarihinde, ana taşınmazın elektrik aksamından kaynaklanan yangın sonucu mağazadaki tüm mobilya ve eşyaların yandığını, yangın nedeniyle oluşan hasarın 899.438 TL olduğunu belirterek şimdilik 100.000 TL tazminatın tahsili ile sözleşmesinin feshine karar verilmesini talep etmiş; Asli müdahil ... vekili ise davaya konu işyerinin müvekkili ve davacı tarafından birlikte kiralandığını belirterek tazminatın yarı oranında müvekkiline verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davaya konu yangının iddianın aksine ana taşınmazdaki elektrik aksamından değil,kiracıların mecurda sözleşmenin 10. maddesine aykırı davranarak, bina yönetimiyle görüşmeden, kaçak bir hattan çektikleri elektrik tesisatının kısa devre yapması nedeniyle meydana geldiğini bu nedenle yangının ortaya çıkmasında müvekkillerine atfedilecek bir kusur bulunmadığını aksine yangında davacı tarafın kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 23/09/2017 tarihli 2014/6780 -10231 E.K sayılı usule ilişkin bozma ilamına uymak suretiyle yapılan yargılamada, davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki 01/06/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 28/05/2011 tarihi itibariyle feshine; Tazminat isteminin de kısmen kabulü ile TBK 52/1, 818 sayılı BK 256 ve 266 maddeleri gereğince 50.000 TL tazminatın 30/09/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı ve asli müdahile verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı vekili ve asli müdahil vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava konusu zemin katta bulunan mağaza, 1. katta bulunan bağımsız bölüm ile 1. bodrum kattaki eklenti bölümünün mobilya mağazası olarak kullanılmak üzere 28/04/2011 tarihinde tanzim edilen 01/06/2011 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi ile davalılar tarafından davacı ve asli müdahile kiraya verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiralayanların taahhütleri başlıklı 3. maddede "" Kiracı, tadilat ve dekorasyon için hazırlık çalışmalarını gerçekleştirmek üzere işbu sözleşmenin akdedildiği tarihten itibaren kiralanan yere girebilir, gerekli çalışmalar yapabilir. Kiracı, elektrik, su ve (doğalgaz olduğu zaman) bağlantısını kurmayı ve aboneliklerini yaptırmayı ayrıca kabul ve taahhüt etmiştir."" ve kiracının binada değişiklik yapma başlıklı 10. maddesinde ""Kiracı, mecurda (binanın içinde kiraladığı alanlarda ) kiralayanların onayını almaya gerek kalmaksızın, bina yönetimi ile görüşülerek her türlü tadilat, tamirat ve dekorasyonu yapabilir. Bu cümleden olmak üzere kiracı, kiraladığı yerlerin iç bağlantılarını gerçekleştirmek üzere gerekli her türlü tadilat yapmaya yetkilidir."" düzenlemeleri mevut olup yangının 28/05/2011 tarihinde taşınmaz kiracının kullanımındayken çıktığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, yangının çıkmasında tarafların kusurlu olup olmadığı ve zararın miktarının ne olduğunda toplanmaktadır. Dosya içeriğinden yangının çıkış nedeni ile ilgili bilirkişi raporu temin edilmiş ise de bilirkişi raporu özellikle tarafların kusur durumu bakımından hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, yangının bina yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksiklerdenmi meydana geldiği yoksa kiracıların kusurundan mı kaynaklandığı konusunda gerekirse kusur tespiti konusunda uzman bir heyetten bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle tarafların kusur oranları belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hükme esas almaya yeterli olmayan rapora göre karar verilmesi doğru olmadığı gibi davalıların tam kusurlu olduğu belirlenmeden kira sözleşmesinin feshine de karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarınan incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci maddede açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci maddede açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.