8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/7100 Karar No: 2012/3149 Karar Tarihi: 24.04.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7100 Esas 2012/3149 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/7100 E. , 2012/3149 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 59/241 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayanarak 636 ada 86 parsel sayılı taşınmazın vekil edeninin zilyetliği altında bulunan bölümüne ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davacı yararına eklemeli zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; 636 ada 86 sayılı parselin teknik bilirkişinin 16.09.2011 tarihli krokisinde B harfi ile gösterilen 904,83 m2"lik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu 636 ada 86 sayılı parsele ait kadastro tutanağının ve tapu kaydının incelenmesinde; Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve dava dışı ..."nin kullanımında bulunduğu muhtar ve bilirkişilerin müşterek beyan ve ifadelerinden anlaşıldığı belirtilmek suretiyle 16.07.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 1684,98 m2 yüzölçümü ile belgesizden, bağ niteliğiyle Hazine adına tespitinin yapıldığı ve tutanağının itirazsız olarak kesinleşmesi ile 25.09.2007 tarihinde tapuya tescil edildiği görülmüştür. Mahkemece dinlenen yerel ve tutanak bilirkişileri ile tanıklar, dava konusu taşınmazın öncesinde davacının miras bırakanı olan babasına ait olduğunu, 40-45 yıl önce ölümü ile davacı ile davacının kardeşi dava dışı ..."ye miras yoluyla intikal ettiğini, sonrasında aralarında yaptıkları taksimle nizalı bölümünün davacıya, kalan kısmının ise, ..."ye düştüğünü, ..."nin de kendisine düşen bölümü oğlu dava dışı ..."ye bağışladığını, taşınmazın aralıksız şekilde tarım arazisi olarak kullanıldığını bildirmişlerdir. Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/185 Esas ve 2011/123 Karar sayılı dosyasında dinlenilen tutanak bilirkişileri ise, dava dışı 271 ada 131 sayılı parselin aslında Hazineye ait iken yolsuz tescil olarak yanlış beyanla ½"şer paylı olarak davacı ve ... adlarına tespit ve tescil edildiğini, aslında anılan şahısların yerlerinin eldeki davaya konu 636 ada 86 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, dava konusu nizalı parselin de yine yanlış beyanla Hazine adına tespit ve tescil edildiğini açıklamışlardır. Somut olayda keşfe katılan uzman ziraat bilirkişisi, dava konusu taşınmazın uzun yıllardır bağ niteliğinde kullanıldığını ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığını açıklamıştır. Bu kapsamda, davacı yararına eklemeli zilyetlik yoluyla kazanma koşulları gerçekleştiğine ve mahkemece, gerekli araştırma ve incelemeler yapıldığına göre yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 24.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.